Türkiye Barolar Birliği Dergisi 157.Sayı

451 7BB 'HUJLVL ) (OLI d(/ø. varlık kazanmak, gerçekleşmek ya da yapılmak anlamlarının karşılığı olarak kullanılan kelime “olmak”tır. Vatandaşlığın hukuki ve siyasi bir bağlılık12 durumuna vücut vermesi sebebiyle, yetkili makam kararı ile sonradan vatandaş kılınmanın, vatandaş olmayı sağlayan yollardan bir tanesi olarak tanzim edilebileceği; hatta mevcut 10. maddedeki düzenleme göz önünde bulundurulduğunda vatandaşlık vasfının, bahşedilen bir statü/vasıf olarak vurgulanabileceği düşünülmektedir.13 12 Vatandaşlık, politik bir varlık (devlet) ile mensupları arasındaki, resmileştirildiği kadar pratikleştirilmiş, medeni, siyasi ve sosyal yönlü bir ilişkidir. Son yüzyılda gelişmekte olan temsili demokrasilerde, erkeklerin egemenliğine inhisar edilmiş vatandaşlık kavramına, kadınların ve yabancıların dahil edilip edilmeyeceği tartışmalarının aşılması ile birlikte vatandaşlık, bir devletin kişi unsurunu oluşturan herkesi kapsayan bir anlam kazanmıştır. Vatandaş, eşitlik belirten bir kelime olup; Aristoteles’in aktivist bakış açısından “yöneten ve sırası ile yönetilen kişidir”. Bu bağlamdan yaklaşıldığında vatandaşlığın altında belirtilen hak ve yükümlülükler, eşitlikçi dilde ve genele yönelik ifade edilmekte; cinsiyet, ırk, sınıf, etnik köken farklılıkları nazara alınmaksızın, sahiplenici retorik ile bir bayrağa olan bağlılık biçiminde betimlenmektedir. Thomas Humphrey Marshall, Citizenship and Social Class In Citizenship and Social Class: And Other Essays, Cambridge University Press, 1950, s.84; Claudia Wiesner, Anna Björk, “Citizenship In Europe After World War II-The Challenges Of Migration and European Integration”, Contributions To The History Of Concepts, Summer Vol. 9, No. 1, 2014, s.52; Linda K.Kerber, “The Meanings Of Citizenship”, The Journal of AmericanHistory, Vol. 84, No. 3, 1997, s.834. Vatandaşlık, şekli içeriği itibariyle vatandaş olan gerçek kişi ile devlet arasındaki karşılıklı hak ve yükümlülükleri ihtiva eden hukuki ilişkiye işaret ettiği için o devlete aidiyeti; maddi içeriği itibariyle gerçek kişiye ait bir niteliğe işaret ettiği için kişi yönünden bir hukuki statüyü ifade etmektedir. Uluslararası hukukta kabul gördüğü üzere vatandaşlık, kişisel ilişkinliğin ötesinde bir gerçek kişi ile egemen bir devlet arasındaki siyasi ve hukuki bağdır. Kay Hailbronner, Nationality In Public International Law and European Law, Acquisition and Loss Of Nationality Volume 1: Comparative Analyses, Book Editor(s): Rainer Bauböck, Eva Ersbøll, Kees Groenendijk and Harald Waldrauch, AUP, Rotterdam, 2006, s.35; Nihal Erdener Uluocak, Türk Vatandaşlık Hukuku, Fakülteler Matbaası, İstanbul, İstanbul, 1968, s.5-6; Fişek, s.9; Seviğ, Seviğ, s.53; Göğer, s.5; Aybay, s 2, 20; Vahit Doğan, Türk Vatandaşlık Hukuku, 11.Baskı, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2012, s.24; Gülin Güngör, Tabiiyet Hukuku-Gerçek Kişiler-Tüzel Kişiler-Şeyler, 7.Bası, Yetkin Yayınevi, Ankara, 2019, s.1; Ergin Nomer, Türk Vatandaşlık Hukuku, Filiz Kitapevi, İstanbul, 2019, s.21. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda bu husus, “Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür” biçiminde ifade edilmiştir (m.66/ı). 13 Bu itibarla, kanun koyucunun dikkatine sunmak üzere, 1312 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’ndaki gibi yalın biçimde “Türk Vatandaşlığı” ya da “Türk Vatandaşı Olma” başlığı ile takdim edilerek bölümleme yapılmasının; sonradan oluşan Türk vatandaşlığını kendi içinde, yetkili makamın ihsanı ile yüklenmesi sebebiyle bahşedilen bir statü olduğunu vurgulamak için yetkili makam takdiri ile ve seçme hakkı kullanılarak Türk vatandaşı olma biçiminde tasnif edilerek; yetkili makamın takdiri ile sonradan Türk vatandaşı olacak kişilerin de kendi içinde ilk defa Türk vatandaşı olacak kişiler ve yeniden Türk vatandaşı olacak kişiler olmak

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1