Türkiye Barolar Birliği Dergisi 157.Sayı

454 6RnUadan YH <HWkLOL 0akaP .aUaUÕ LOH 7Uk 9aWandaşÕ 2OPanÕn BaşYXUX ùaUWOaUÕ 79. P Kişilerin, doğumdan başka sebeplerle sonradan vatandaşlık edinmeleri, devletler tarafından, vatandaşlığın bir hak olarak yaratılması (acquisition by entitlement) ya da vatandaşlığın bir statü olarak yetkili makamın takdiri ile bahşedilmesi (acquisition by discretionary granting) şeklinde gerçekleşmektedir. İlk esas, Common-law hukukunda asırlardır bir gelenek olarak uygulanmakta;19 ikinci esas ise Kıta Avrupası hukuk sistemine mensup devletler tarafından benimsenmektedir.20 Sonradan edinilen vatandaşlık vasfının bir hak olarak yaratılması esasında, yaklaşımı besleyen dört farklı bakış açısı bulunmaktadır. Katkıyı esas alan (contribution argument) bakış açısı uyarınca yaşamlarını uzun süredir belirli bir toplumda sakin olarak sürdüren göçmen yabancılar, birlikte yaşama sundukları sosyal katkıları sebebiyle prima facie vatandaş olmalıdırlar. Bir diğer ifade ile bu kişilerin, vatandaş olmalarına yönelik temel hakları, birtakım şartlarla tesis edildikten sonra, toplum hayatına katkı sunmalarına rağmen onları, vatandaşlık hakkından mahrum bırakmanın haklı gerekçesi bulunmamaktaiki anlama bölünmekte; vatandaşı belirleme bakımından kural koyma yetkisi ile ilişkili bulunduğundan burada iç egemenlik kavramı ilk anlamı ile kabul edilmektedir. Kemal Gözler, Devletin Genel Teorisi, Ekin Basın Yayın Dağıtım, Bursa, 2017, s.81-82; Rona Aybay, Elif Oral, Kamusal Uluslararası Hukuk, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2016, s.263. Doktrinde, her devletin, vatandaşlarını kendi belirleme yetkisinin, milli hukuk düzenleri tarafından benimsenmiş ve fakat açıkça hükme bağlanmamış bir genel hukuk ilkesi olarak değerlendirilmeye uygun olduğu belirtilmektedir. Güngör, Tabiiyet Hukuku, s.13-14. 19 Common Law’a atfedilen pragmatik değerlendirme kıstasında hak kazanmanın temeli, Oliver Wendell Holmes’e ait “uzun süredir zevk alınarak ve ait kılınarak kullanılan her şey ister eşya ister görüş olsun, insanın varlığında kök salmaktadır” sözü uyarınca kök salma fikrinden paye almaktadır. Kökleşmeyi merkeze alan bu yaklaşım, aynı zaman, aynı ilişkiler ve aynı beklentilerde bir süre sonra hukuki açıdan yasal statüde bir değişiklik yapılması zorunluluğunu doğurmakta; hatta demokratik toplumlarda somut ve kapsayıcı bir katılım idealini gerçekleştirmeye yönelik yöntem yaratılmasını önermektedir. Ayelet Shachar, “Earned Citizenship: Property Lessons for Immigration Reform”, Yale Journal Of Law & The Humanities, 23, No. 1, 2011, s.113-114. 20 Avrupa’da, insan hakları hukukundaki gelişmelere ve uygulamalara paralel seyirde, belirli kategorilerdeki yabancılara, yargı yoluna başvurma imkanını doğuran hukuki bir bağlanma tevcih edilerek ve sonradan yetkili bir makamın kararı ile vatandaşlık vasfının, bireysel şekilde yüklenmesinin kabul edildiği görülmektedir. Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesi’nde sonradan vatandaşlık yüklenmesinde dilsel özene dikkat edilerek özellikle m.6/ıv’te bahsi geçen yedi grup kişi yönünden vatandaşlığın, kolaylaştırılmış şekli ile bir hak olarak değil ve fakat tevcih edileceği ifade edilmiştir. Hailbronner, s.58; Güngör, Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesi, s.238.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1