Türkiye Barolar Birliği Dergisi 157.Sayı

458 6RnUadan YH <HWkLOL 0akaP .aUaUÕ LOH 7Uk 9aWandaşÕ 2OPanÕn BaşYXUX ùaUWOaUÕ 79. P Yeni literatürde, takdir kararına etki eden etmenler yalnızca siyasi dairede toplumsal refah üretimine odaklanılarak değerlendirilmemekte; küreselleşmenin yadsınamaz yansımalarından birisi olarak ekonomik refah üretimine doğru yön değiştirmektedir. Neo-kominitarist bu bakış açısından vatandaşın kim olacağını belirleyen sebepler, istihdam talep eden sivil toplumun ruhundan doğmaktadır. 1980’lerden bu yana Batı Avrupa ülkelerinde ağırlıkta bulunan bu türdeki yaklaşımlar, ideolojik politikanın alternatifi olarak sosyal ortaklar üzerinde tesis edilecek yeni bir hegemonik yönetim anlayışını yaratmaktadır.31 Vatandaşlığın, sonradan ve bir statü olarak yetkili makamın takdiri ile bahşedilmesi ile ilgili değinilmesi gereken bir diğer konu, bu şekilde oluşan vatandaşlık statüsü, çifte ya da çok vatandaşlık hâli ile ilişkilendirildiğinde, yetkili makamın takdirine, tabiiyetin gerçekliği ilkesi etrafında içerik kazandırma gerekliliğinin doğmasıdır. Burada vatandaşlık, daima bir tercihi kapsadığı için söz konusu tercihin “gerçek” olup olmadığının tespitinin ilgili kişinin vatandaşlığını kazandığı devletle fiili bağlantılarını, onlara üstün bulunup bulunmadığının ortaya çıkarılmasını zorunlu kılmaktadır. Tercih, ancak fiili bağların güçlü olduğu devlet lehine yapılmış ise gerçek olmakta; başka bir devlet lehine yapılmışsa toplumsal gerçeği sağlıklı yansıtmadığı için sözde kalmaktadır.32 lemediği gerekçesi ile temel itiraz konusunu oluşturmaktadır. Alejandro Roberto Alba Meraz, Complex Citizenship and Globalization, Philosophy of Globalization, Book Editor(s): Concha Roldán, Daniel Brauer and Johannes Rohbeck, 2018, s.19. Örneğin İkinci Dünya Savaşı’nın ardından, 1945-1973 yılları arasında Fransa’da agresif şekilde yükselen nüfusu artırma retoriğine rağmen vatandaşlık tercihinde, asimile edilmesi daha kolay yabancıların seçilmesi politikası izlenmiştir. Rainer Bauböck, Eva Ersbøll, Kees Groenendijk, Harald Waldrauch, Acquisition and Loss of Nationality Policies and Trends in 15 European States Volume 2: Country Analyses, Amsterdam University Press, 2006, s.192. 31 Alba Meraz, s.19. 32 Adalet Divanı’nın Nottebohm kararında bu husus, şu soru sorularak tartışılmıştır: “telsiki anında Nottebohm geleneği ile, yerleşme tarzı ile, ilgi ve çıkarları ile, faaliyeti, aile ilişkileri ile, yakın geleceğe yönelmiş niyetleri ile bütün devletlerden fazla Liechtenstein’a bağlı gözükmekte midir? Telsikten sonra Nottebohm’un yaşayış şekline ilişkin unsurlar değişse dahi, gerçeklik niteliğinin yoksunluğu sebebiyle vatandaşlık statüsünün devamlılığı sorguya açılabilir mi?” Burada hatırlanması gereken konu, uluslararası hukukta bir yabancının sonradan vatandaş kılındığı hâllerde, takdir kararını izleyen dönemdeki davranışlarının vatandaşlık statüsünün geçerliliğini olumsuz manâda etkileyecek bir kuralın mevcut olmadığı; çifte ya da çok vatandaşlık hâlinde ise bu durumun aksi yönde sonuç verebilme ihtimalinin bulunduğudur. Çünkü uluslararası hukukta önemli olan çifte ya da çok vatandaşlık hâlinde ilgili yabancıyı bir kez daha vatandaş kılma takdirinde

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1