Türkiye Barolar Birliği Dergisi 157.Sayı

459 7BB 'HUJLVL ) (OLI d(/ø. 5901 sayılı Türk Vatandaşlık Kanunu’nda “Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen bir yabancı, bu Kanun’da belirtilen şartları taşıması halinde yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığını kazanabilir. Ancak, aranan şartları taşımak vatandaşlığın kazanılmasında kişiye mutlak bir hak33 sağlamaz” hükmü yer almaktadır (m.10/ı). Hükmün ifade biçiminden, Türk vatandaşlık hukukunda, vatandaş olma talebini kanuni şartların yanı sıra yetkili makamın takdiri yetkisi çerçevesinde yerindelik değerlendirmesine konu eden yaklaşımının benimsendiği anlaşılmaktadır.34 IV. YETKİLİ MAKAM KARARI İLE SONRADAN VATANDAŞ OLMAYI BELİRLEYEN KISTASLAR Yetkili makam kararı ile sonradan vatandaş olmayı belirleyen kıstaslar, vatandaşlığın sosyal yönü ile ilgili tutulup; uygulamalardan tam olarak bağımsızlaştılamasa da, soyut bir kuram olarak değerlenbulunan makamın hangi koşullar altında bu tercihe yöneldiğinin araştırılması, kararın ciddi bir karakter taşımaması ihtimalinde tevcih edilen yeni vatandaşlığın uluslararası hukukta geçerliliğin kabul edilmemesidir. İlhan Unat, Nottebohm Kararı ve Tabiiyetin Gerçekliği İlkesi, Sevinç Matbaası, Ankara, 1966, s.72-74. 33 Doktrinde, hükümde geçen “mutlak hak” ifadesinin yanlış anlaşılmalara yol açabileceği değerlendirilmektedir. Nomer, 2019, s.77. Kanaatimizce, kanun koyucunun “mutlak hak” ifadesini, herkese karşı ileri sürülebilen sınırlı sayıdaki hak biçiminde kavramsallaşmış olan anlamı ile kullanmadığı açıktır. Türk vatandaşlık hukukundaki geleneksel yapı göz önünde bulundurulduğunda mutlak kelimesi ile, hakka yönelik bir sınıflandırma yapılmadığı bilakis kelimenin, yüklemin zarfı olarak “kesinlikle” anlamında kullanıldığı tereddüt yaratmamaktadır. Öte taraftan aynı görüşe dahil olan ikinci itiraz konusuna katıldığımızı belirtmek isteriz. Hükmün lafzında “hak” kelimesinin tercih edilmesi, vatandaşlık talep eden kişiler lehine yaratılmış bir menfaat durumunu dolaylı olarak çağrıştırmaktadır. Burada, konu ile ilgili terminolojinin yeknesaklaştırılmamasından ve dikkatsizlikten kaynaklandığı düşünülmektedir. 34 Güngör, Tabiiyet Hukuku, s.77. Danıştay 10. Dairesi’nin 27.03.2019 tarihli ve E.2014/5151, K.2019/2555 kararında Türk vatandaşlığının sonradan ve yetkili makam kararı ile oluşumunda “devletin hükümranlık yetkisinin gözetildiği” ifade edilmektedir. (Erişim) https://kazancı.com.tr - ET:04.12.2020. Aynı Dairenin bir başka kararında (E.2014/5151, K.2019/2555) Türk Vatandaşı olma konusundaki taleplerin değerlendirilmesi ile ilgili olarak idarenin, devletin egemenlik hakkına dayalı takdir yetkisinin bulunduğu ancak “bu yetkinin ilgililer hakkında yeterli araştırma ve soruşturma yapılıp, soruşturma sonucuna göre, hukuken geçerli bir nedene dayanılması gerektiğinin de açık” olduğu belirtilmektedir. Bir diğer kararda (E.1995/512, K.1995/2119) vatandaş kılma kararının devletin egemenlik hakkını ilgilendiren yönüne ve hükümetin takdirinde olduğuna dikkat çekildikten sonra “karar verilirken uzun vadeli genel güvenlik ve siyasi menfaatlerin korunmasının amaçlandığı” vurgulanmaktadır. Yakup Bal, Mustafa Karabulut, Yahya Şahin, Danıştay 10. Daire Kararları, Cilt 1, Turhan Kitabevi, Ankara, 2003, s.446, 653, 659.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1