Türkiye Barolar Birliği Dergisi 157.Sayı

523 7BB 'HUJLVL BHOkÕV .21$1 Türkiye’nin kadınların çalışma hayatına katılımı konusunda dünyadaki sıralamasının ardından Türkiye’deki Anayasa ve mevzuatta kadınların çalışma hayatına girişleri önündeki yasal destekler ve ardından engellemeler gözler önüne konulacaktır. Ardından günümüzde kadınların hukuk alanındaki avukatlık, savcılık, hâkimlik, Danıştay ve baro başkanlıkları gibi profesyonel meslekler içerisindeki konumları bazı istatistiksel veriler ışığında belirlenecektir. 2006 2020 Toplumsal Cinsiyet Farkı/ Uçurumu Endeksi 105 0.585 130 0.635 Ekonomik Katılım ve Fırsatlar 106 0.434 136 0.478 Eğitime Erişim 92 0.885 113 0.961 Kaynak: (Global Gender Gap Report 2020, s. 343) Türkiye’de uygulamadaki eksiklere gelmeden önce, günümüzde kadının iş yaşamına katılımı ile ilgili genel bir çerçeve çizerken dünya sıralamasındaki yerimiz de önem teşkil etmektedir. Dünya ile kıyaslandığında Türkiye, kadınların ekonomik hayata katılımda gösterdiği performansa dayalı olarak alt sıralarda yer almaktadır. Bu durum eğitime erişimde yaşanılan engellerin de bir getirisi olarak görülebilir. Dünya Ekonomik Forumu Toplumsal Cinsiyet Farkı/Uçurumu Endeksi’ne göre Türkiye 153 ülke arasından 130. sıradadır. Yukarıdaki tabloda görüldüğü gibi, Türkiye 2006 raporu ile kıyaslandığında kadınların ekonomiye katılımı ve eğitime erişimi anlamında ilerleme kaydetmiş gibi gözükse de dünya sıralamasında hâlâ sonlardadır. Günümüzde anayasal normlar yazılı olarak kadın-erkek eşitliğini sağlamaktadır. 2004 yılında 1982 Anayasası’nın 10. maddesi’ne49 eklenen “Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.” hükmü ile kadın-erkek eşitliği vur49 1982 Anayasası’nın 10’uncu maddesinde herkesin dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşit olduğu düzenlenmiştir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1