Türkiye Barolar Birliği Dergisi 158.Sayı

96 Adli Kolluk Görevlilerinin Görevi Kötüye Kullanma Suçu ğunun farkında olmasına rağmen işini savsamalıdır. Ancak suçun maddi unsurunu değil, objektif cezalandırılabilme şartını oluşturduğundan, “kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olmak” ya da “kişilere haksız bir menfaat sağlamak” neticelerinin kamu görevlisinin söz konusu icrai yahut ihmali davranışının kastı kapsamında olması gerekmez. Yani bu neticeler gerçekleşmişse, failin bu neticelerin gerçekleşeceğini bilmediği ve istemediği ve dolayısıyla cezalandırılamayacağı yönündeki savunması geçerli değildir.46 C) Kusurluluk Fail hakkında kusur yargısında bulunulabilmesinden maksat işlemiş olduğu haksızlıktan dolayı kınanabilmesi, ayıplanabilmesidir. Eğer kişi işlemiş olduğu fiilden dolayı hakkında kınama yargısında bulunulamıyorsa, yani işlemiş olduğu fiilden dolayı ayıplanamıyorsa kusurlu sayılamayacak ve dolayısıyla cezalandırılmayacaktır. Bir kişi hakkında, işlemiş olduğu fiilden kınama yargısında bulunulabilmesi için, işlediği fiilin haksızlık teşkil ettiğini algılama ve buna uygun olarak davranışlarını yönlendirebilme yeteneğine sahip olması gerekmektedir. Bu nedenle, algılama yeteneği ve irade yeteneği kusurun unsurlarını oluşturmaktadır. Kusur yeteneği, kusurlu hareket edebilmenin ön şartını oluşturmaktadır. Buna göre bir kişinin kusurlu sayılabilmesi için, kusur yeteneğine sahip olması, haksızlık bilincinin bulunması ve kusurluluğu etkileyen hallerin somut olayda bulunmaması gerekir.47 Kusurlu hareket edebilmenin ön şartını oluşturan algılama yeteneği ve irade yeteneğinin neyi ifade ettiğini kısaca açıklamak gerekirse; algılama yeteneği, kişinin idrak kabiliyeti çerçevesinde çevresindeki olayları gözlemlemesini, gözlemlerinden çıkarmış olduğu sonuçlara göre yükümlülüklerinin şuuruna varmasını ve bunlara aykırı davran46 Yargıtay’ın da bu konuda benzer kararları vardır: Örneğin: “Sanıkların usulsüz işlemlerden dolayı görevlerini kötüye kullandıkları iddia edilen olayda; eylem neticesinde objektif cezalandırma şartı olan kişi mağduriyeti, kamu zararı ve kişilere haksız menfaat sağlanması unsurlarının oluşup oluşmadığı varsa ne şekilde oluştuğu denetime imkan verecek şekilde gerekçeleriyle tartışılması ve neticesine göre hukuki durumlarının tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçelerle yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması”, bozmayı gerektirmiştir”. (Yargıtay 5. Ceza Dairesi, 2.3.2017, E. 2016/8844, K. 2017/802.) 47 Koca/Üzülmez, s. 313-316.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1