Türkiye Barolar Birliği Dergisi 158.Sayı

8 2017 Anayasa Değişiklikleri Çerçevesinde Olağanüstü Halin Hukuki Rejimi Üzerine ... araçları açısından tanımlanabilir ki bu da fiziksel güç ve şiddet kullanımıdır.14 Modernliğin tüm koşullarını arkasına alan devlet şiddet tekeli ile bir ayrıcalık vasfını taşımaktadır. Bu ayrıcalık vasfı ile birlikte modern devleti, Laviathan’ı biz oluşturduk. Gerçi yönetme, her zaman şiddet araçları üzerine belirli bir denetimi de içerir.15 Fakat modern devlet her zaman kendi içindeki bu “yapı bozumu” ile mücadelededir. Öyle ki hukukun olmadığı yerde bu mücadeleyi devletin yapıtaşı kazanmaktadır. Gerçekten de ortaya çıktığı zamandan beri, devletin fiziksel şiddeti tekeline almasının bir zorunluluk olduğu insancı öylesine yaygınlaşmıştır ki, şiddet tekeli neredeyse “doğal” bir olgu olarak görülmüştür. Geleneksel olarak, fiziksel şiddet üzerindeki devlet tekelinin, sosyolojik meşruluğunu toplumsal barışı ve güvenliği gerçekleştirme hedef ve işlevinden aldığı; bir diğer anlatımla, modern devlete bu tekelin, şiddeti toplumsal ilişkilerden tasfiye etme veya toplumsal ilişkilerde şiddet kullanımını en aza indirme karşılığında verildiği kabul edilir.16 Esasen Machiavelli’den Hobbes’a kandığımız temel nokta da budur. Modern devlette fiziksel şiddetin toplumsal dinamiklerdeki işlevi ve şiddet tekelinden kaynaklanan tehditleri dikkate alarak şu şekilde bir soru sorabiliriz: Modernleşen devletin şiddet tekilliğini ve tekelliğini minimal seviyeye indirecek ve potansiyel tahrip gücünü azaltacak bir araç var mıdır? Bu soruya yalın ve net bir cevap verilebilir: hukuk. Peki, ne ölçüde hukuk kötü ve vahşi “bir”i, yani devleti ehlileştirebilir? Bunun cevabını biz aşağıda arayacağız. Ancak burada “devlet aklı” ile modern devletin şiddet içeren potansiyeli ve pratiğine biraz değinmek gerekir. Devlet aklı devlet eksenli bir yaşam rejimini öngören siyasal anlayıştır. Buna göre devlet bizatihi bir amaç ve “kendinde varlık” olarak görülür. İktidar; ahlak, adalet ve hukuktan önce gelir ve bunlardan bağımsızdır.17 Devletin düşünsel ve eylemsel kabiliyetini teşkil eden devlet aklı bu yönüyle devletin şid14 Max Weber, Sosyoloji Yazıları, Çev. Taha Parla, Hürriyet Vakfı Yayınları, 2. Baskı, İstanbul 1987, s. 79-80. 15 Mithat Sancar, “Şiddet, Şiddet Tekeli ve Demokratik Hukuk Devleti”, Doğu Batı Dergisi, Y. 4, S. 13, 2000-2001, 27-46, s. 29. 16 Sancar, Şiddet, Şiddet Tekeli ve Demokratik Hukuk Devleti, s. 30. 17 Mustafa Erdoğan, “’Hikmet-i Hükümet’ten Hukuk Devletine Yol Var Mı?”, Doğu Batı Dergisi, Y. 4, S. 13, 2000-2001, 47-59, s. 47.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1