Türkiye Barolar Birliği Dergisi 158.Sayı

194 Davada veya İcra Takibinde Usulsüz Tebligatın Re’sen Dikkate Alınması Gerekliliği caktır.5 Bu bakımdan, yargılamayla ilgili bilgilendirmenin usulüne uygun bir tebligat yoluyla yapılması, anayasal bir hak ve yargılama ilkesi olan adil yargılanma hakkı ve hukuki dinlenilme hakkının gerçekleşmesine hizmet etmektedir. Ayrıca, adil yargılanma hakkının bir gereği olarak, yargılamaların makul bir süre içinde yapılması gerekir. Adil yargılanma hakkının bir unsuru olarak makul süre içinde yargılanma, Anayasa’nın 141. maddesinin dördüncü fıkrasında “Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir.” şeklinde düzenlenmiştir. Makul süre içinde yargılanma hakkı, yargılama ilkelerinden biri olan usul ekonomisi ilkesiyle bağlantılıdır. Usul ekonomisi ilkesi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesinde “Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.” şeklinde belirtilerek yargılamanın makul süre içinde yapılması, usul ekonomisi ilkesinin bir unsuru haline getirilmiştir. Tebliğ konusunda yapılacak kanuna aykırılıklar, yargılamanın uzamasına, gereksiz zaman kaybı ve masrafa ve bazen de hak kaybına yol açabilecektir.6 Bu sebeple, tebligatın kanuna uygun surette yapılması yargılama ilkelerinden biri olan usul ekonomisi açısından da önemlidir. Görüldüğü üzere, kanuna uygun bir tebligat yapmanın tarafların hukuki dinlenilme hakkı bakımından önemi büyüktür. Usulsüz tebligat, tarafların bilgilenme hakkının ve buna bağlı olarak hukuki dinlenilme ve adil yargılanma hakkının ihlali anlamına gelecektir. Ayrıca, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmaması, yargılamanın gecikmesine, ek masrafa sebebiyet vererek usul ekonomisine de aykırılık teşkil edecektir. Bu bakımdan, görünürde bir tebliğ işlemi bulunmasına rağmen bu işlemin gerçekte bir tebligat niteliği taşıyıp taşımadığının veya tebligat niteliğini taşıyorsa bile bunun kanuna uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekli ve önemlidir. İnceleme konumuz usulsüz tebligatın yargılamada ve icra takiplerinde kendiliğinden dikkate alınması gerekliliği olduğu için öncelikle usulsüz tebligat kavramına ve sonuçlarına değinmekte fayda vardır. 5 Muşul, Tebligat Hukuku, s. 9; Ruhi/Ruhi, s. 18. 6 Muşul, Tebligat Hukuku, s. 9; Deliduman, s. 18; Ruhi/Ruhi, s. 17; Erdönmez, s. 488-489.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1