200 Davada veya İcra Takibinde Usulsüz Tebligatın Re’sen Dikkate Alınması Gerekliliği maya devam edilmesi ve hüküm kurulması halinde hukuki dinlenilme hakkının ihlali sebebiyle hükme karşı kanun yoluna başvurulması sonucu hükmün kaldırılması veya bozulması mümkün olabilecektir.24 Bu sebeple, usulsüz tebligatın talep olmasa bile yargılama sırasında mahkeme tarafından kendiliğinden incelenebilmesi, usul ekonomisine de uygun olacaktır. Mahkemenin kendiliğinden tebligat usulsüzlüğünü tespit etmesi halinde ise muhataba yeniden tebligat yapılmasına karar vermesi uygun olacaktır. Usulsüz tebligat, hukuki dinlenilme hakkının ihlali sayıldığına göre, tebligat usulsüzlüğüne rağmen yargılamaya devam edilmesi, kanun yolunda da mahkemenin kendiliğinden dikkate alması gereken bir konudur.25 Üst derece mahkemesi, kanun yoluna başvuru sebeplerinde belirtilmese bile kamu düzeninden sayılan hususları kendiliğinden inceleyebileceği için kamu düzeninden olan hukuki dinlenilme hakkının kapsamına dahil sayılabilecek usulüne uygun tebligat yapılıp yapılmadığı hususunu da kendiliğinden denetleyebilmelidir.26 Ancak, hükümleri tamamen şeklidir ve titizlikle uygulanması gerekir. Bir davada yapılan tebligatların usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı hâkim kendiliğinden denetlemelidir. Davanın taraflarının, usul hukuku hükümlerine aykırı olarak açıklama ve ispat hakkım kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur.” 22. HD T. 19.01.2017 E. 2016/30635 K. 2017/360 (www.lexpera.com.tr). 24 Erdönmez, s. 543, 885. “Yargılamanın hukuka uygun ve sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunmanın özgürce ileri sürülebilmesi ve delillerin eksiksiz olarak toplanıp tartışılabilmesi, öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri ile olanaklıdır. Hasımsız davalar hariç olmak üzere, dava dilekçesi ile duruşma gün ve saati karşı tarafa tebliğ edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan davaya bakılamaz ve yargılama yapılamaz. Davanın tarafları ile vekillerinin davaya ilişkin işlemleri öğrenebilmesi için, tebligatın usulüne uygun olarak yapılması, duruşma gün ve saatinin kendilerine bildirilmesi gerekmektedir. Duruşma günü ile tebligatın yapıldığı tarih arasında makul bir süre olmalıdır. Aksi takdirde tarafların hukuksal hakları kısıtlanmış olur…..Bu nedenle, mahkemece usulsüz tebligat nedeniyle davalıya Tebligat Kanunu gereğince yasaya uygun olarak tebligat yapılarak davalının savunması ve delillerini sunması sağlanarak elde edilecek deliller tüm dosya içeriği ile bir değerlendirmeye tabi tutularak karar verilmesi gerekirken usulüne uygun şekilde taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.” 22. HD T. 06.02.2020 E. 2017/26885 K. 2020/1754 (www. lexpera.com.tr). 25 Erdönmez, s. 543; Özekes/Hanağası, s. 153. 26 Usulsüz tebligatın hukuki dinlenilme hakkının ilk unsuru olan bilgilenme hakkını ihlal ettiği ve hukuki dinlenilme hakkının ihlalinin kamu düzeninden sayıldığı için istinaf mahkemesince kendiliğinden incelenmesi gerektiğine ilişkin olarak bkz. Sezin Aktepe Artık, “İstinaf Kanun Yolunda Kamu Düzeni Kavramı”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Ankara 2018, S. 134, s. 277.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1