Türkiye Barolar Birliği Dergisi 158.Sayı

202 Davada veya İcra Takibinde Usulsüz Tebligatın Re’sen Dikkate Alınması Gerekliliği nin ödenmemesi sebebiyle ilamsız tahliye takibinde borçlunun, ödeme emrine ilişkin usulsüz tebliği öğrendiğini icra dairesine bildirmesi ve bu tarihten itibaren yedi gün içinde icra dairesinde ödeme emrine itiraz etmesi gerekli ve yeterli olmalıdır.29 Ancak, bu konuda aksi yönde Yargıtay kararları bulunmaktadır. Yargıtay,30 genel haciz yoluyla 29 Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, s. 139. Aynı görüşte, Recep Akcan, “İcra İşlerinde Tebligat”, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Konya 1999, C. 7, S. 1-2, s. 93-94; Yılmaz/Çağlar, s. 615; Özekes/Hanağası, s. 153; Uyar/Uyar/Uyar, s. 304; Ramazan Arslan/Ejder Yılmaz/Sema Taşpınar Ayvaz/Emel Hanağası, İcra ve İflas Hukuku, Ankara 2021, s. 104. 30 “İİK’nın 269/2. maddesi uyarınca borçlu ödeme emrinin tebliği üzerine yedi gün içerisinde tüm itirazlarını 62. maddeye göre icra dairesine bildirmeye mecburdur. Tebligat usulsüzlüğü iddiası ise İİK’nın 16. maddesi kapsamında şikayet olmakla ıttıla tarihinden itibaren aynı sürede icra mahkemesine bildirilmesi gerekmektedir.” 12. HD T. 15.12.2015 E. 2015/21921 K. 2015/31736 (www.lexpera.com.tr); “Şirkete yapılan Ödeme emri usule uygun tebliğ edilmemiş ise de; mahalli mahkemece bu icra dosyasına dayalı olarak verilen 8.11.2007 gün ve 2007/1078-1182 sayılı tahliyeye ilişkin karar davalı tarafından 26.12.2007 tarihinde temyiz edilmiş ve davalı borçlu vekili temyiz dilekçesinde hükmün tebliğinden 22.12.2007 tarihinde haberdar olduklarını beyan etmiştir. Davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü bu tarihte öğrendiğinin kabulü gerekir. Ne var ki bu tarih itibariyle tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürüp, tebliğ tarihini düzelttirmediği gibi, süresinde de itirazda bulunmadığından 30.6.2007 tarihinde yapılan tebligat kesinleşmiştir.” 6. HD T. 09.02.2009 E. 2009/13832 K. 2009/1021 (www.lexpera.com.tr); “Kendisine gönderilen usulsüz tebligatı öğrenen muhatabın, bu tebligatın usulsüz olduğunu öğrendiğini beyan edeceği makam, tebligatı çıkaran icra dairesi olup, itirazlarını da öğrenme tarihinden itibaren yasal sürede yine icra dairesine bildirmelidir. Tebligatın usulsüzlüğünü her ne yolla olursa olsun öğrenen borçlunun, takibe itirazlarını bildirmemesi ve aynı zamanda icra mahkemesine de şikâyet yoluyla tebligatın usulsüzlüğü konusunda başvurmamış olması halinde, takipten doğan hukuki sonuçların yerine getirilmesinde yasal bir engelin varlığından da söz edilemez. Nitekim, emsal nitelikteki Hukuk Genel Kurulu’nun 30.03.2005 gün ve 2005/6-190 esas, 2005/220, 28.09.2005 gün ve 2005/6-518-518 sayılı kararlarında da bu hususlar kabul edilmiştir. Somut olayda; usulsüz tebliğe muttali olan borçlunun takibin yapıldığı icra dairesine böyle bir beyanı ve itirazı olmadığı gibi, süresi içinde bir ödemesi ve icra mahkemesine şikâyet başvurusu da bulunmamaktadır. Durum bu olunca; davacı/alacaklı/kiralayanın, davalı/borçlu/kiracı hakkında yaptığı takip kesinleşmekle icra mahkemesince tahliye istemli davanın esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken, açıklanan hususlara aykırı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.” HGK T. 05.12.2007 E. 2007/915 K. 2007/946 (www.lexpera.com.tr); “Usulsüz tebliği işlemini öğrenen muhatabın, bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren (7) gün içinde şikâyet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü tetkik mercii önüne getirmesi gereklidir. Ayrıca, işin önemli yönü yine öğrenme tarihinden itibaren kanuni süresi içinde alacaklının seçtiği takip şekline göre, borçlu ait olduğu merciye itirazlarını da bildirmek zorundadır. Aksi halde takip kesinleşir. Bir başka deyişle, tebligatın usulsüzlüğünün şikâyet edilmesi itiraz süresinin işlemesini durdurmaz.” 12. HD T. 30.04.2001 E. 2001/5857 K. 2001/7291 (www.lexpera.com.tr)

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1