Türkiye Barolar Birliği Dergisi 158.Sayı

262 Kambiyo Senetlerinin Zıyaı Halinde İptal Talebi Nedeniyle Verilen Ödeme Yasağı Kararı ... hareketle ödeme yasağı talebinde bulunabilmek için kişi senedin zilyedi olmalıdır.6 Zilyetlik şartına ek olarak bu kişinin aynı zamanda kambiyo senedinin zayi oldugu veyahut zıyaın meydana geldiği anda senet üzerinde hak sahibi olması da gerekir.7 Senet üzerinde intifa le davanın hasımsız olarak açılamayacağı gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir”. Yargıtay 11. HD 2013/14159E., 2014/2328K., 11.02.2014, (www.sinerjimevzuat.com.tr). Burada tamamen zayi olma söz konusu olduğundan iptaline karar verilmesi gerekir, ancak hak tehlikede olmadığından, hukuki yarar yokluğundan ödeme yasağı verilmesine gerek yoktur. 6 Öztan, s. 289. 7 Öztan, s. 289. Pulaşlı, s. 111. Öztürk (Dirikkan), s. 23. Özkan Gültekin, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, 9. Baskı, Seçkin Yayıncılık, Ankara 2020, s. 134. Yargıtay da sadece zilyet olmanın yeterli olmadığı görüşünü benimsemiştir. “Dava, zayi nedeniyle çek iptali istemine ilişkindir. Kıymetli evrakın kaybı halinde iptal kararı verebilmek için, bu hususun senedin ziyaı öğrenildiği esnada senet üzerinde hak sahibi olan kimse tarafından talep edilmesi gereklidir. Diğer bir ifadeyle senedi ibraz edemeyen şahsın, o senette mündemiç hakkın alacaklısı olması lazımdır. Kıymetli evrak hukukunda senet üzerinde hak sahibi olmaktan anlaşılan, senede malik bulunmak veya senet üzerinde sınırlı bir ayni hakkın sahibi olmaktır. Senet üzerindeki hak ile senetteki hak prensip itibariyle mecburen aynı şahsa ait bulunduğundan senet üzerinde hak sahibi olan kimse deyimiyle sadece senedin maliki değil aynı zamanda senetteki hakkın alacaklısı ve onun yanında rehin alan ile intifa hakkı sahibi veya bunların temsilcisi de kastedilmektedir. Senetteki hakkın sahibi bulunmayan, intifa hakkı sahibi olmayan veya rehin hakkı alacaklısı sıfatını taşımayan bir kimsenin iptal davası açma hususunda dava ehliyeti yoktur. Özellikle; sadece zilyet durumundaki şahsın veya borçlunun iptal davası açması mümkün değildir. Somut olayda davacının; üç adet çekin babası tarafından muhafaza amacıyla kendisine verildiğini beyan etmiş olması ve dava sırasında ortaya çıkan çeklerde meşru hamilin davacının babası bulunması karşısında, dava konusu çeklerin sadece zilyedi olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafından senedin iptalini talep edebilecek şahıslardan biri olduğu hususunda bir iddiada bulunulmadığı gibi bu yönde dosya kapsamında bilgi ve belgeye de rastlanılmamıştır. 6100 sayılı HMK›nın 114. maddesi uyarınca dava ehliyeti dava şartı niteliğinde olup mahkemece davanın her aşamasında resen gözetilmesi gerekli hususlardandır. Yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca iptali talep edilen çeklerin sadece zilyedi olduğu anlaşılan davacının dava ehliyetinin bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir”. Yargıtay 11. HD, 2014/18906E., 2015/4369K., 30.03.2015, (www.sinerjimevzuat.com.tr). “Yargıtay Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık çekin tahsili için ibraz edildiği bankanın çek iptali davası yönünden vekil hamil mi, yoksa muhatap mı olduğu ile varılacak sonuca göre bankanın çek iptali davası açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.Davaya konu istem, çek iptaline ilişkin bulunmakla öncelikle ilgili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar bulunmaktadır. … Anılan maddeler uyarınca, çekin iptaline ilişkin dava açma hakkı çeki kaybeden hamile aittir. Çekin hamili çekin iptal davasını olumlu şekilde sonuçlandırdıktan

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1