Türkiye Barolar Birliği Dergisi 158.Sayı

275 TBB Dergisi 2022 (158) Vural SEVEN / Gülşah YILMAZ C. Ödeme Yasağı Kararının İhtiyati Haczi ve İcra Takibini Engellememesi Kıymetli evrak hukuku acısından, ödeme yasağı nedeniyle muhatabın odemede bulunmamasının, usulune uygun olarak ibraz edilen senedin odenmemesi anlamına gelmediğini daha önce ifade etmiştik. Bu durumun takip hukuku bakımından sonucunu ise, şekli hamilin kambiyo senetlerine mahsus takip yoluna başvuramaması oluşturur. Çünkü bu halde, şekli hamilin elindeki senet, onun alacaklı olduğunu gösteren bir belge niteliğinde değildir. Oysa uygulamada odeme yasagına ragmen senedin odenmemesine, “senet usulune uygun olarak ibraz edilmis ve borclu tarafından odenmemis” gibi bir sonuç baglanmaktadır. Bu şekilde senedin ihtiyati hacze ve kambiyo senetliği Dergisi, S. 70, Ankara 2007, (Çek), s. 287. “Dava; zayi nedeniyle kıymetli evrak iptaline yönelik bir dava olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu davada tevdi mahalli tayini koşullarının oluşup oluşmadığı, mahkemece verilen kararın, yasa ve usule uygun olup olmadığı noktasındadır. Zayi olduğu öne sürülen kıymetli evrak bir çek olup, 6102 sayılı TTK’nın 818/1-s.maddesinin yollamasıyla iptal davasında uygulanması gereken, önleyici önlemlere ilişkin TTK’nın 757/2. maddesine göre: Mahkeme, ödemeyi men eden kararında muhataba, vadenin gelmesi üzerine poliçe bedelini tevdi etmeye izin verir ve tevdi yerini gösterir. Poliçe üzerinden yapılan bu düzenlemede belirtilen muhatap, poliçeyi ödeyecek olan kişi olup, çekte ödeyecek olan kişi ise borçlu keşidecidir. Çekte keşideci borçlu ödemesini muhatap banka nezdindeki hesabından yapmaktadır. Mahkeme talebin borçlu tarafından yapılması gerektiği gerekçesiyle talebi reddetmiştir. Yukarıda belirtilen yasa hükmünde, zayi nedeniyle iptal davası açanın (hamil) mahkemeye başvurusu üzerine ödemeyi men kararında senet borçlusunun vadesi geldiğinde ödemeyi nereye yapacağını belirleyerek bunu da borçluya bildirmesi öngörülmüştür. Davacı hamilin iptal davasında tensiple ödeme yasağı kabul edilerek muhatap bankaya ödeme yapmaması hususunda yazı yazılmıştır. Buna rağmen davaya konu çekin dava tarihinde ibraz tarihi geçmiştir. Çek, 31.01.2019, dava tarihi ise 12.02.2019’dur. TTK’nın 757/2.maddesinde poliçe esas alınarak yapılan düzenlemenin çeke uyarlanmasında özel bir durum bulunmaktadır. Çekte borçlu keşideci, alacaklı hamile ödemeyi çekte yazılı muhatap banka nezdindeki hesabından yapmaktadır. Poliçede borçlu muhatap, hamilin kim olduğunu bilemez. Muhatap resmi bir kurum olmayıp poliçenin keşidecisine olan borcunu, poliçe karşılığı ödeyerek borcundan kurtulmaktadır. Bu anlamda poliçenin tevdi mahallinin tayini poliçe için gerekli bir durum olmakla birlikte çekte keşideci borçlu muhatap banka nezdindeki hesabında çek karşılığını bulundurmak zorundadır. Yani çekin keşidecisinin çek hesabının bulunduğu bankada çekin karşılığını bulundurması yeterli olup çek keşidecisi açısından tevdi mahalli her halükarda muhatap bankadır. Dava konusu olayda çekin ibraz süresi geçmiştir. İbraz süresi geçmiş bir çek için keşideciyi çek bedelini tevdi etmeye zorlama anlamına gelecek tevdi mahalli tayini talebi ve geçmişe dönük olarak keşidecinin muhatap bankada çek bedelini yatırması yönünde karar verilmesi çekin hukuki niteliklerine uygun ve geçerli değildir” İstanbul BAM 13. HD 2019/1006E., 2019/985K., 10.07.2019.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1