279 TBB Dergisi 2022 (158) Vural SEVEN / Gülşah YILMAZ üçüncü kişinin mağdur olmasını önlemek” şeklindeki gerekçelere dayalı iki mahkeme kararı birbiriyle çelişmektedir. İptal davasını açan kişi iradesi dışında senedi elinden çıkan kişidir. Teorik olarak bu kişi senedi iradesiyle başkasına vermemiştir yani hakkını devretmemiştir. Dolayısıyla senetteki hakkın sahibi odur. Ancak bu durumun senedi eline geçiren ve senedi o kişiden devralanlar açısından bir önemi yoktur. Çünkü bir kıymetli evrak olan kambiyo senetlerinin devrinde hak sahibinin kim olduğu ile ilgili bilgi senedin bizzat kendisi aracılığıyla elde edilir. Bu güvenli bir tedavül için gereklidir. Ticari hayatta istenen hız ancak bu sayede gerçekleştirilebilir. TTK m. 646’ya göre bir kıymetli evrakın borçlusu, ancak senedin teslimi karşılığında ödeme ile yükümlüdür. Hile veya ağır kusuru bulunmadıkça borçlu,vade geldiğinde, senedin niteliğine göre alacaklı olduğu anlaşılan kişiye ödemede bulunmakla borcundan kurtulabilir (TTK m. 646/1,2). Görüldüğü üzere borçlunun borcundan kurtulabilmesi için ödemeyi alacaklıya yapması şarttır. Alacaklının kim olduğu ise bizzat senetten anlaşılacaktır. Diğer bir deyişle kişinin “senedin niteliğine göre alacaklı olduğunun” anlaşılması senedin teşhis fonksiyonunun olmasının bir sonucudur. Ödeme yasagı kararının en önemli sonucu ise senedin hak sahibini teshis fonksiyonunu ortadan kaldırmasıdır. Borçlu mevcut yasağa rağmen isterse ödemede bulunabilir. Bu durumda borçlunun, ödeme yasağı için talepte bulunan kişinin gerçek hak sahibi hamil olmadığını ispatlaması gerekir. Eğer bu durumu ispat edemezse borcundan kurtulamaz ve borcu ikinci bir defa bir ödemek zorunda kalır. İkinci bir ödeme yapması borçlu açısından ağır bir sonuçtur. Dolayısıyla senedin hak sahibini teşhis fonksiyonunun olması bu açıdan borçluyu koruyan bir özelliktir. İşte bu nedenlerle teşhis fonksiyonu senedin güvenli tedavül edebilmesini sağlayan ana fonksiyondur. Zira bu sayede borçlu, alacaklının kim olduğuna ilişkin bir araştırmaya girmek zorunda kalmaz. Hızlı bir şekilde ödeme yaparak borcundan kurtulur. Oysa bu fonksiyon olmadığında borçlunun yukarıda açıklandığı gibi borcu tekrar tekrar ödemesi gündeme gelir ki bu durumda ortada bir “güvenli” tedavül olmaz. Yargıtay kararının gerekçesinde belirttiği “ticari senetlerin güvenli tedavülü” ancak senedin teşhis fonksiyonu mevcutken gerçekleşebilir. Yargıtay’a göre ticari senetler güvenli bir tedavül sağlarlar. Onu elinde bulunduran kişinin korunması gerekir. Bu nedenle ödeme yasağı
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1