Türkiye Barolar Birliği Dergisi 158.Sayı

20 2017 Anayasa Değişiklikleri Çerçevesinde Olağanüstü Halin Hukuki Rejimi Üzerine ... seferberlik (…) veya olağanüstü hallerde, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlal edilmemek kaydıyla, durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir. Birinci fıkrada belirlenen durumlarda da savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler (…) (1) dışında, kişinin yaşama hakkına, maddi ve manevi varlığının bütünlüğüne dokunulamaz; kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı suçlanamaz; suç ve cezalar geçmişe yürütülemez, suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz.” Bu yönüyle madde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 15. maddesine benzer bir şekilde düzenlenmiştir. Buna göre olağanüstü yönetim usullerinin uygulanması durumlarında, temel hak ve özgürlükler maddede sayılı koşullarla kısmen veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı önlemler alınabilir. Peki, olağanüstü hallerde deveye giren 15. maddenin uygulanmasında öngörülen temel hak ve özgürlüklere ilişkin sınırlamanın sınırları nelerdir? 15. madde yürütmeye, savaş, seferberlik ve olağanüstü hallerde temel hak ve özgürlüklerin kısmen veya tamamen durdurulması veya bunlar için Anayasa’da öngörülen güvencelere aykırı önlemler alınması yetkisini verirken, sınırlamanın sınırını da kendi içerisinde getirmektedir.40 Şu hâlde sınırlamanın sınırları olarak geliştirilen parametreler şunlardır: 1. Uluslararası hukuktan doğan yükümlülükler ihlal edilmeyecektir: Uluslararası hukuktan doğan yükümlülüklerin esası uluslararası hukukun genel prensipleridir.41 Bununla birlikte Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmeler de buna dahildir. Bu bağlamda örneğin İnsan 40 Aliefendioğlu, a.g.e., s. 417. 41 Anayasa Mahkemesi de bu doğrultuda aynen şunu demektedir: “Anayasa’nın 15’inci maddesinin birinci fıkrasına göre, olağanüstü yönetimlerde temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasının durdurulması veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı önlemler alınabilmesi, bunların milletlerarası hukuktan doğan yükümlülüklere aykırı olmaması koşulu ile olanaklıdır. Milletlerarası hukuktan doğan yükümlülüklerin içine öncelikle milletlerarası hukukun genel ilkeleri, sonra da Devletin taraf olduğu sözleşmelerden doğan yükümlülüklerin girdiği kabul edilmektedir. Şu durumda olağanüstü yönetimlerde kişi hak ve özgürlüklerine getirilebilecek sınırlandırmaların önce milletlerarası hukukun genel ilkelerine, sonra da Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf olduğu sözleşmelere aykırı aykırı olmaması gerekir.” E. 1990/25, K. 1991/1, K.T. 10.01.1991.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1