Türkiye Barolar Birliği Dergisi 158.Sayı

283 TBB Dergisi 2022 (158) Vural SEVEN / Gülşah YILMAZ nedin elinde iken zıyaa uğradığını inandırıcı bir şekilde gösteren delilleri mahkemeye sağlaması gerekir. Bu ispat faaliyeti kapsamında senedin bir suretini ibraz etmek veya senedin esas içeriği hakkında bilgi vermekle yükümlüdür. Buna ek olarak ödeme yasağı talebinin bir çekişmesiz yargı işi olması nedeniyle mahkeme gereken delilleri kendiliğinden araştırmalıdır. Toplanan delillerin takdirinde ise uyulması gereken ispat ölçüsü yaklaşık ispattır. Dolayısıyla mahkemenin ödeme yasağı kararı verirken soyut iddialar üzerinden karar vermesi ya da tam ispat ölçüsü kullanacak şekilde dellilleri değerlendirmesi doğru değildir. İkinci sorun ödeme yasagı kararında tevdi yeri tayinin yapılmamasıdır. Oysa TTK m.757/2 “Mahkeme odeme yasagı kararı verirken, muhataba senet bedelini tevdi etmesine izin vererek, tevdi yerini tayin eder” diyerek emredici bir düzenleme yapmıştır. Bu düzenlemenin amacı yapılacak yargılama sürecinde senet bedelinin güvenli bir yerde bekletilmesidir. Bu şekilde bir yandan muhataba ya da borçluya senet bedelini ödemesi yasaklanırken bir yandan da bu bedeli nerede saklayacağı da ayrıca gösterilmektedir. Tevdi yeri tayini bu nedenle ödeme yasağı kararıyla bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Her iki uygulama da niteliği itibariyle koruma amacı taşımaktadır. Böylelikle mahkeme bir yandan meşru hamilin haklarını korurken bir yandan da borçlunun/muhatabın doğru kişiye ödeme yapmasını sağlayarak onun ikinci kez borcu ödeme riskini önlemektedir. Bu nedenle kanattimizce mahkemenin ödeme yasağı kararında re’sen tevdi yeri tayin etmesi gerekir. Oysa uygulamada mahkemelerin cogunlugu odeme yasagının tamamlayıcı niteliginde bulunan bu duzenleyici tedbir hakkında herhangi bir karar vermemektedir. Muhatabın senet bedelini tevdi etmesine karar verilmeden, hukmedilen odeme yasağı bu gecici hukuki korumanın menfaatler dengesine aykırı hale gelmesine sebep olmaktadır. Son olarak ödeme yasağı kararı mevcutken senet hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesi ve senedin icra takibine konu edilmesi hukuka aykırıdır. Ödeme yasağı kararıyla ödeme yapması yasaklanan borçlunun ihtiyati haciz kararı ya da icra takibi sonucunda ödemeye zorlanmasının kanaatimizce hukuki bir açıklaması yoktur. Yargıtay “iyiniyetli üçüncü kişinin mağdur olmasını önlemek” şeklindeki bir gerekçe göstererek asıl korunması ve mağdur edilmemesi gereken gerçek alacaklıyı bu şekilde yok saymaktadır. Oysa ödeme yasağı ve devamın-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1