Türkiye Barolar Birliği Dergisi 158.Sayı

21 TBB Dergisi 2022 (158) Semih Batur KAYA Hakları Evrensel Bildirgesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi42, AGİK süreci içerisinde kabul edilen ilkeler, İLO sözleşmelerinden doğan yükümlülükler ve diğerleri bu kapsam içerisindedir. Görüldüğü gibi uluslararası hukuktan doğan yükümlülükler kavramı, uluslararası hukukun genel ilkelerini kapsadığı gibi, taraf olunan diğer uluslararası sözleşmelere de uygun davranılması yükümlülüğünü de içermektedir. Bu nedenle de hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasında taraf olunan diğer sözleşmelere aykırılık doğup doğmayacağı dikkate alınmalıdır. Şu hâlde OHAL Kanunu ile hak ve özgürlüklere getirilen sınırlamalar sözleşmelerden doğan yükümlülükleri ihlal etmemesi gerekir. 2. Getirilen sınırlama durumun gerektirdiği ölçüde olmalıdır: Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 15. maddesi olağanüstü halde durumun gerektirdiği ölçüde sözleşmede kabul edilen yükümlülüklere aykırı tedbir alınmasını öngörmektedir. Ulusal hukuk açısından bakıldığında ise Anayasa’nın olağanüstü hâl rejimini düzenleyen 121/2 maddesinin göndermede bulunduğu 15. madde hükmü esas alınmaktadır ve buna göre hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması durumun gerektirdiği ölçüde olmalıdır. Ölçülülük ilkesi de elverişlilik, gereklilik ve oranlılık ilkelerini içermektedir.43 Elverişlilik ilkesi, sınırlamada başvurulan aracın, sınırlama amacını gerçekleştirmeye elverişli olmasını ifade etmektedir. 44 Şu halde buradaki tedbir istenen sonuca bir katkı sunmalıdır.45 Daha baştan öngörülen tedbirin hedeflenen amacın gerçekleşmesine bir katkıda bulunamayacağı anlaşılıyorsa, düzenlemenin elverişlilik ilkesi, dolayısıyla da ölçülülük ilkesine ve nihai olarak da Anayasa’nın 13. maddesine 42 15’inci maddenin 3’üncü fıkrasına göre; “Yükümlülüklerini azaltma yetkisi kullanan bir Sözleşmeci Taraf Devlet, aldığı önlemler ve bunların sebepleri hakkında Avrupa Konseyi Genel Sekreterini ayrıntılı olarak bilgilendirir. Sözleşmeci Taraf ayrıca, bu önlemlerin kullanılmasının ne zaman sona ereceği ve Sözleşme hükümlerinin ne zaman yeniden tamamıyla uygulanacağı konusunda Genel Sekreteri bilgilendirir.” 43 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünden sonra 20 Temmuz 2016 tarih ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla ilan edilen olağanüstü halden sonra çıkartılan 667 ve 676 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerle gerçekleştirilen birçok temel hak ve özgürlüklerin sınırlamasının, söz konusu olağanüstü halin ilan edilme amacıyla bir ilgisinin olmadığı, bu sınırlamaların söz konusu amaca elverişli olmadığı, zira bu amacın gerçekleşmesine katkıda bulunmayacakları oldukça açıktır. Bu bağlamda örnekler için bkz. Gözler, İnsan Hakları Hukuku, s. 426-428. 44 Gözler, İnsan Hakları Hukuku, s. 371. 45 Fazıl Sağlam, Temel Hak ve Özgürlüklerin Sınırlanması ve Özü, s. 114.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1