320 Ticaret-i Bahriye Kanunnâme-i Hümayûn Hükümlerinde Yolculara İlişkin Düzenlemeler üzere üç hat olarak başlayan İstanbul deniz ulaşım ağı, XVI. yüzyılda otuz dokuz iskele üzerinde yürütülürken; XIX. yüzyıla gelindiğinde yüzü aşan bir sayıya ulaşmıştır.5 Bunun dışında deniz ulaşımında diğer önemli rotalar İzmir, Trabzon gibi ticari faaliyetin yoğun olduğu liman şehirleri olmuştur. Denizlere ek olarak ulaşım ağında kullanılan diğer kaynaklar ise akarsu ve göllerdir. Tek seferde yüksek miktarda yük ve yolcu kapasitesi sunan akarsu taşımacılığı; tek yönlü ulaşım sağlamaları, iklimden etkilenmeleri, özellikle suyun az olduğu zamanlarda akarsu yatağındaki taşların gece güvenli seyahati engellemesi, konaklanan yerde yolcu ve eşyaların eşkıya saldırılarına uğraması gibi olumsuzlukları da beraberinde getirmiştir.6 Gerek iklim gerekse coğrafi koşullar sebebiyle kara yoluyla ulaşımın mümkün olmadığı ya da zor olduğu yerlerde ulaşım ağına hizmet eden akarsulara Fırat ve Dicle örnek olarak gösterilebilir.7 Bu açıdan yine Van Gölü üzerinde yapılan taşımacılık, Van-Tatvan ve Ahlat arasında önemli bir ulaşım ağı sağlamıştır.8 Van Gölü, İran sınırına yakın olması sebebiyle dış ticaret yolları açısından da önemli bir kavşak noktası olmuştur. XIX. yüzyılda Van Gölü’nde seksen yedi yelkenli geminin bin kırk dört yolcu kapasitesiyle hizmet verdiği bilinmektedir.9 Bununla birlikte gölün suyunun sodyum ve potasyum açısından yüksek değerlere sahip olması, kullanılacak gemi türlerini kısıtlamıştır.10 Akarsuların emniyetli ve konforlu bir seyahat sunmaları ise daha çok coğrafi koşullara bağlı olmuştur. XIX. yüzyıla kadar çoğunlukla kelek11 adı verilen basit sallarla ve şahtur adı verilen yelkenli gemilerle 5 Tülay Duran, Türk Denizciliği ve Deniz Ticareti Kaynakları, Vapur Donatanları ve Acenteleri Derneği, Aydoğan Matbaası, İstanbul 2002, s. 635, 636. 6 Tuncay Öğün/Halit Başı, “Dicle-Fırat’ta Geleneksel Nehir Taşımacılığı ve I. Dünya Savaşı’nda Irak Cephesinde Kullanımı”, History Studies, Volume 8, Issue 3, September 2016, s. 88, 89. 7 Kara yoluyla yirmi günde aşılan Diyarbakır-Basra yolunun Dicle nehri vasıtasıyla beş ila altı günde aşılabildiği hakkında bkz. Öğün/Başı, s. 88. 8 Orhan Kılıç, “Orta ve Yeniçağ’da Van Gölü’nde Gemi Yapımı, Taşımacılık ve Ticaret”, Tarih ve Coğrafya Araştırmaları Dergisi, S. 5/2, Aralık 2019, s. 14. 9 Kılıç, s. 10. 10 Duran, s. 643. 11 Büyük keleklerin 6-8 ton ağırlığında taşıma kapasitesine sahip oldukları bilinmektedir. Ömer İşbilir, “Yük”, DİA, İstanbul 2013, C. 44, s. 48. Özellikle hayvanların taşıma kapasitelerinden oldukça fazla miktarda yükü tek seferde taşıyabilmeleri nehir taşımacılığının tercih edilmesinde önemli bir faktör olmuştur.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1