Türkiye Barolar Birliği Dergisi 158.Sayı

24 2017 Anayasa Değişiklikleri Çerçevesinde Olağanüstü Halin Hukuki Rejimi Üzerine ... demokrasi ilkesi serbest seçim hakkı ile, laiklik ilkesi din özgürlüğü ile, sosyal devlet ilkesi sosyal haklar ile, hukuk devleti ilkesi adil yargılanma hakkı ile ilgisi bulunmaktadır; öyle ki bu ilkeler, burada sayılan haklardan çok daha fazlası için “Anayasa’da öngörülen güvence” niteliğindedir. Bu bakımdan konuya lafzî yorumla yaklaşıldığında, OHAL döneminde bu ilkelere aykırı tedbirlerin de alınabileceği sonucuna ulaşılacaktır. Ancak bu tür bir sonuç, Anayasa’nın özü, OHAL rejiminin anlamı ve Anayasa’nın 4’üncü maddesinin amacı ile uyumsuz olacaktır. Nitekim Anayasa’nın 4’üncü maddesinin “bu maddelerdeki ilkeler değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez” düzeyinde netlikle ifade etmesi karşısında, OHAL sürecinde de ilkelerin içeriğinin boşaltılamayacağı rahatlıkla savunulabilir. 54 54 Şirin, a.g.e., s. 19-20. Nitekim Anayasa Mahkemesi de bu doğrultuda aynen şu ifadeleri kullanmıştır: “Anayasa’nın 125. maddesinin 7. fıkrası olağanüstü yönetimlerde yasanın, yürütmenin durdurulması kararı verilmesini sınırlayabileceğini belirtmektedir. Bu hükmün karşıt anlamı, olağanüstü yönetim usullerinde bile iptal davası açılması yolunun yasa ile olsa dahi engellenemeyeceğidir. Olağanüstü hâl bir keyfilik ve denetimsizlik yönetimi değildir. Olağanüstü yönetimlerde, yetkili organların tesis ettikleri bireysel ve düzenleyici işlemlerin idari yargı denetimine tabi tutulması özgürlükçü ve demokratik düzenin bir gereğidir. Dava konusu hüküm yargı yolunu kapatmaya ilişkindir. Bu hüküm, Anayasa’nın hukuk devletini belirleyen 2. maddesine ve idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunu açan 125. maddesine aykırıdır. Çünkü, kamu düzeninin korunmasına ve şiddet eylemlerinin önlenmesine yardımcı olacak bir yönü bulunmamaktadır. Bu nedenle ölçü kuralı, elverişlilik ilkesiyle çelişmekte ve dolayısıyla da Anayasa’ya aykırılık taşımaktadır.” E. 2003/28, K. 2003/42, K.T. 22.05.2003. Öte yandan Anayasada çeşitli maddelerde “her ne (…) olursa olsun” kayıtları ve mutlak dille kaleme alınmış olanlar bakımından olağanüstü halde de bunların sert çekirdek haklar alanına dahil olduğunu belirtmek gerekir. Bunlar örnek olarak şunlar gösterilebilir: (Bu bağlamda detaylı bir çalışma için bkz. Şirin a.g.e., s. 20-25) 19’uncu maddenin 8’inci fıkrasında göre; “Her ne sebeple olursa olsun, hürriyeti kısıtlanan kişi, kısa sürede durumu hakkında karar verilmesini ve bu kısıtlamanın kanuna aykırılığı halinde hemen serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla yetkili bir yargı merciine başvurma hakkına sahiptir.” 24’üncü maddenin 5’inci fıkrasına göre; “Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasî veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.” 25’inci maddenin 2’nci fıkrasına göre; “Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz. 42’nci maddenin 8’inci fıkrasına göre; “Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasî veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1