458 Uluslararası Deniz Hukuku Kapsamında “Takımada” Kavramı ve Bir “Takımada Devleti” ... international community for the first time on the determination of the effect of the coastal archipelagos on the identification of the internal borders of the territorial sea, was later expanded to include the question of defining the status of the waters behind the islands that forming an archipelagic state with the initiatives of the archipelagic states such as Indonesia and the Philippines. As a result of the efforts of these states in the international community and practices in their national laws, the question was addressed at the 1973-1982 United Nations Conference on the Law of the Sea and was resolved to a large extent in the Chapter IV of the 1982 United Nations Convention on the Law of the Sea. Although the problem has been solved, as an archipelagic state Indonesia is still making various domestic regulations to comply with these rules. Keywords: Archipelago, Baseline, Archipelagic State, Indonesia, Djuanda Declaration I. Giriş 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren, devletin egemen olduğu deniz alanlarının sınırlandırılması amacıyla uluslararası anlamda çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalar kapsamında karasularının iç sınırının ve genişliğinin belirlenmesi sorunu öne çıkmıştır. Bu doğrultuda, kendini oluşturan adaların aralarındaki mesafenin belirli bir değerden kısa olduğu ve kıyıya yakın olan “kıyı takımadalarının” bu belirleme işlemine olan etkileri de tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu dönemde büyük deniz filolarına sahip olmayan kıyı devletleri, belirtilen özelliklere sahip takımadaların, karasularının iç sınırının belirlenmesinde göz önünde tutulmasını talep etmişlerdir. Buna karşın denizci devletler, bu takımadaların bir bütün olarak düşünülmesi fikrine karşı çıkmıştır. 1945 sonrasında başlayan Üçüncü Dalga Dekolonizasyon Hareketleri ile herhangi bir şekilde anakaraya bağlı olmayan ve birden çok adadan oluşan Endonezya ve Filipinler gibi koloniler bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir. Bu devletlerin, ülkesel güvenliklerini ve bağımsızlıklarını korumak amacıyla ülkelerini oluşturan adaların gerisinde kalan deniz alanlarını açık deniz olarak değil; kendi egemenliklerini uygulayabilecekleri deniz alanları olarak nitelendirmeleri, takımada kavramına başka bir boyut kazandırmıştır. Fakat bu talepler uluslararası toplum tarafından, 1958 ve 1960 yılında yapılan iki deniz hukuku konferansında büyük oranda göz ardı edilmiş ve bu durum, yukarıda belirtilen devletlerin çeşitli iç hukuk düzenlemeleri yoluyla egemenlikleri altındaki deniz alanlarından belirli istisnalar dışında yabancı gemilerin geçişini yasaklamalarına ve geçişi zorlaştırmaya yönelik çeşitli sınırla-
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1