Türkiye Barolar Birliği Dergisi 158.Sayı

464 Uluslararası Deniz Hukuku Kapsamında “Takımada” Kavramı ve Bir “Takımada Devleti” ... itibaren bir aylık dönemde yaptığı çalışmaları içeren rapor sunulmuştur. Raporda karasularının iç sınırını belirleyen esas hattın “en düşük cezir hattı” esas alınarak çizileceği; ancak bu hat çizildikten sonra bir ada ya da bir adalar grubunun mevcut olduğu istisnai hallerin de değerlendirileceği belirtilmiştir. Komite tarafından yapılan değerlendirme sonucunda, takımadanın mevcudiyeti durumunda bu takımadanın, karasularının sınırlandırılmasında esas alınabilmesi için azami mesafe olarak alt komitenin üyelerinin on deniz milinde mutabakata vardıkları; fakat “yeterli derecede teknik detaya sahip olunmadığından bu konuya ilişkin bir düzenleme yapma fikrinden vazgeçilmesi gerektiği”18 bildirilmiştir. Diğer taraftan, konferansta karasularının genişliği sorunu da çözülememiştir. Bunun üzerine 2. Komite raportörü ve Hollanda delegasyonu üyesi Jean Pierre Adrien François tam bir andlaşma metni hazırlanamadığını; en yakın zamanda sadece karasularının hukuki statüsünün belirlenmesine ilişkin uluslararası bir konferans yapılmasına yönelik karar alınmasını talep etmiştir. Bu talep oybirliğiyle kabul edilmiştir.19 Bu anlamda Birleşmiş Milletler öncesinde takımadalara ilişkin olarak yapılan çalışmaların temelde, devletin kıyısından çok da uzak olmayan bir adalar grubunun kıyı devletinin karasularının belirlenmesinde hangi koşullar altında esas alınabileceği üstüne yoğunlaştığı görülebilir. Her ne kadar kodifikasyon denemelerinde bir ayrım yapılmamış olsa da çalışmalar büyük oranda kıyı takımadalarının düzenlenmesine yönelik olmuştur. Bunun en önemli nedeni tarihsel olarak, “orta okyanus takımadası” niteliğindeki devletlerin kolonici devletlerden bağımsızlıklarını kazanmamış olmalarıdır. Nitekim, uluslararası toplumda orta okyanus takımadalarının hukuki statülerinin belirlenmesine ilişkin inisiyatifin başat aktörleri olan Filipinler ve Endonezya ancak 20. yüzyılın ortalarında kolonici devletlerin etkisinden kurtularak bağımsızlıklarını elde edebilmişlerdir. 20 18 a.g.e. s. 133. 19 a.g.e. s. 50-51. 20 Endonezya’nın ve Filipinler’in bağımsızlık sürecine yönelik detaylı bilgi için bkz. Dietmar Rothermund, The Routledge Companion to Decolonization, Routledge, Londra 2006, s. 71-81, 94-97.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1