470 Uluslararası Deniz Hukuku Kapsamında “Takımada” Kavramı ve Bir “Takımada Devleti” ... ilk kez “kıyı takımadası” ve “orta okyanus takımadası” olarak ikiye ayrılmıştır. Kıyı takımadaları, “bir anakaraya, makul bir şekilde onun bir parçasını teşkil edecek kadar yakın olan ve içsuların dış sınırını oluşturan takımadalar” olarak; orta okyanus takımadaları ise, “kıyıdan, anakaranın ya da içsuların dış sınırının bir parçası sayılamayacak kadar uzak olan, okyanusta bulunan adalar grubu” olarak tanımlanmıştır.37 Bununla beraber, taslak andlaşmanın 5. maddesinin asıl olarak kıyı takımadalarını ele aldığını; orta okyanus takımadalarına yönelik herhangi bir düzenlemenin bulunmadığını belirttikten sonra, yapılacak olan düzenlemede yer alması gereken unsurları da bildirmiştir.38 Cenevre Deniz Hukuku Konferansı 24.02.1958’de 86 devletin katılımıyla başlamış ve 27.04.1958’e kadar iki aydan uzun bir süre devam etmiştir. Konferans’ta orta okyanus takımadalarına yönelik herhangi bir tartışma yapılmamıştır. Buna karşın özellikle, taslak andlaşmanın yukarıda belirtilen 5. maddesine yönelik olarak yapılan görüşmeler sırasında Filipinler, ülkesini oluşturan adaların birbirlerine yakın olduğu, bu nedenle de tarihsel olarak tek bir bütün niteliğinde olan takımadalara en dıştaki adaların kıyıları esas alınarak ve kıyının genel doğrultusundan sapılmayacak şekilde düz esas hat yönteminin uygulanmasını teklif etmiş; fakat bir taraftan denizci devletlerin baskıları, diğer taraftan da konferansa katılan diğer devletlerin destek vermemesi nedeniyle teklifler geri çekilmiştir.39,40 Konferansta kabul edilen dört uluslararası andlaşmadan biri olan “Karasuları ve Bitişik Bölge Sözleşmesi”nde (KBBS) takımadalara yönelik bir düzenleme yer almamıştır. 37 Jens Evensen, Certain Legal Aspects Concerning the Delimitation of the Territorial Waters of Archipelagos, A/Conf.13/18, 1958, s. 290. 38 a.g.e. s. 301-302. 39 Ngozi Caleb Kamalu, “Small States and the Regime of the Archipelago”, India Quarterly, 1989, C. 45, S. 2/3, s. 238. 40 Filipinler’in 5. ve 10. maddeye ilişkin teklifleri sıralı şekilde aşağıda verilmiştir: “Düz esas hat yöntemi, bir bütün oluşturan ve tarihsel anlamda bir birim olarak görülebilecek adalar ile tüm olarak düşünülebilecek nitelikteki takımadalara da uygulanacaktır. Esas hatlar, en dıştaki adaların kıyıları esas alınarak ve takımadanın genel yapısı göz önünde bulundurularak çizilecektir. Bu esas hatların gerisinde kalan deniz alanları içsular niteliğindedir.” “Kıyıdan açıktaki adalardan, bir bütün oluşturan ve tarihsel anlamda bir birim olarak görülebilecek adalar, tüm olarak düşünülebilir ve bu adaların karasularının belirlenmesinde 5. maddede belirtilen düz esas hat yöntemi uygulanabilir. Esas hatlar en dıştaki adaların kıyıları esas alınarak ve takımadanın genel yapısı göz önünde bulundurularak çizilecektir. Bu esas hatların gerisinde kalan deniz alanları içsular niteliğindedir.” (Annexes, A/CONF.13/C.1/L.86-L.127, 1958, s. 239.)
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1