477 TBB Dergisi 2022 (158) Gökey SARAÇYAKUPOĞLU / Ali ÖZGÖKTAŞ uyularak, karasularının genişliği üç mil olarak ilan edilmiştir. Böylece, kararname ile her bir ada tek başına üç mil karasuları genişliğine sahip olmuştur.63, 64 20. yüzyılın başlarında, birçok devlet gibi Hollanda Doğu Hint Adaları Hükümeti de halihazırda üç mil olan karasuları genişliğini artırma girişiminde bulunmuştur. 1905 yılında Hükümet, kıyıdan altı mil mesafede bulunan kaya ve resif gibi oluşumların da kendi karasularına sahip olabileceğini ilan etmiştir.65 1927 yılına gelindiğinde ise Hollanda Doğu Hint Adaları’nın deniz alanlarının, “Hollanda Doğu Hint Adaları takımadalarındaki üç deniz mili mesafede bulunan kayalık, resif ve yığınları” da kapsadığını belirten bir kararname yayımlanmıştır. Ancak 1935 tarihli Karasuları ve Deniz Bölgeleri Yönetmeliği’nde Hükümet, uluslararası hukuktaki tartışmalı konumu nedeniyle deniz alanlarının yalnızca bir iç hukuk işlemiyle genişletilmesi politikasından vazgeçmiştir.66 Hollanda Doğu Hint Adaları Hükümeti’nin deniz alanlarını tanımlamaya yönelik son girişimi, 1939 tarihli Karasuları ve Deniz Bölgeleri Yönetmeliği olmuştur.67 Söz konusu Yönetmelik, 1935 tarihli Yönetmelik’i birçok yönden değiştirmesine rağmen, karasularının genişliği konusunda üç deniz mili uygulamasını değiştirmemiştir. Karasularının genişliğinin üç deniz mili olarak uygulanması, Hollanda Doğu Hint Adaları’nı oluşturan karşılıklı adaların arasında kalan de63 Söz konusu Kararname’nin ilan edilmesi ile birlikte bölge devletleri arasında ve Avrupalı devletler ile Endonezya arasında tartışmalar yaşanmıştır. Ancak yaşanan bütün tartışmalara rağmen karasularının genişliği üç deniz mili olarak uygulanmaya devam edilmiştir. 64 Butcher, “Becoming an Archipelagic State: The Djuanda Declaration of 1957 and the “Struggle” to Gain International Recognition of the Archipelagic Principle”, s. 31. 65 Birinci Dünya Savaşı sırasında, kıyıya yakın kaya ve resiflere yabancı güçlerin tesis inşa etmesinin önlenebilmesi amacıyla çözüm yolları arayışına gidilmiştir. 66 1935 Yönetmeliği, Hükümet’e deniz sınırları içerisinde daha fazla yetki vermiştir. Söz konusu yetkiler içinde en önemlisi, Japon donanma ve balıkçı gemilerinin gözetim faaliyetlerini kısıtlamak amacıyla, genel valiye bazı alanları “deniz bölgeleri” olarak belirleme yetkisidir. Buna ek olarak Yönetmelik, Doğu Hint Adaları’nın yerlisi olmayanların deniz bölgelerinde balık tutmasını yasaklamış. Ayrıca, bu deniz alanlarında hidrografik araştırma yapılmasını ve fotoğraf çekilmesini izne tabi tutmuştur. 67 “The Territorial Sea and Maritime Districts Ordinance of 1939”
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1