503 TBB Dergisi 2022 (158) Merve KÜÇÜK konu bakımından yargı yetkisi, YUCM’ninkinden farklıdır, çünkü Ruanda’da yaşanan katliamların aslında uluslararası niteliği yoktu.40 Güvenlik Konseyi, bir yandan Hutu Hükümeti ile RPF arasında silahlı çatışmada uluslararasılık unsuru bulunmamakla birlikte organize bir soykırım kampanyasının gerçekleştiğini kabul etmek durumunda kalmıştır.41 Bu duruma çözüm olarak RUCM, Ruanda hükümeti kuvvetleri ile RPF arasındaki çatışmanın II. Protokolde düzenlenen uluslararası olmayan silahlı çatışmalar kapsamına girdiğini tespit etmiştir. RPF, sorumlu bir general altında Ruanda’nın bir bölümünü kontrol etmekte ve askeri eylem gerçekleştirebilme potansiyeline sahipti.42 Ruanda’daki katliam, titizlikle hesaplanan ve sonradan kanıtlandığı gibi kapsamlı idari ve lojistik planlama gerektiriyordu. Ruanda’da yaşananlar, Nagazaki ve Hiroşima’dan bu yana gerçekleşen en büyük toplu katliam olarak tarihe geçmiştir.43 Yargılamalar esnasında tıpkı yukarıda bahsedilen Tadić davasında olduğu gibi, Savcılık/Kanyabashi davasında RUCM’nin kuruluşunun hukuki olmadığına dair itiraz edilmiştir. RUCM de itirazı, barışı tehdit eden durumların tespiti ile uluslararası bir mahkemenin kuruluşunun Andlaşmanın 41. maddesi kapsamındaki yetkileri arasında olduğunu belirterek reddetmiştir.44 Ruanda konusu Güvenlik Konseyi’nin gündemine geldiğinde, YUCM kurulmuş ve işlemeye başlamıştı. Yugoslavya’da yaşananlardan hiç de aşağıda kalmayan katliamın yaşandığı Ruanda’da böyle bir tedbir alınmamasının, Güvenlik Konseyi’nin açıkça ayrımcı davrandığı yorumlarına sebep olabileceği düşünülmüştür.45 Bu gerekçeyle Güvenlik Konseyi üyelerinin çoğu, Ruanda’nın Eski Yugoslavya kadar ulusal çıkarlarıyla ilgili olduğunu düşünmese de eleştirilere karşı benzer bir tedbir geliştirmek durumunda kalmışlar40 McGoldrik, s. 37. 41 Ilias/Nash, s. 347. 42 Ilias/Nash, s. 353. 43 Maogoto, s. 71. 44 ICTR, Prosecutor v. Nyiramasuhuko et al., Case No. ICTR-98-42-T, s. 5. 45 Maogoto, s. 72.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1