49 TBB Dergisi 2022 (158) Hayrettin KURT İç dondurma, Türk hukukunda ilk defa kabul edilmekle birlikte, 6415 sayılı Kanun’un kabul edildiği 2013 yılında BMGK’nın listelediği ya da yabancı ülkelerin Türkiye’den talep ettikleri ya da Türkiye’nin yabancı devletlerden talep ettiği malvarlığı dondurma talebinin devamı niteliğindedir. İç dondurma, terör örgütlerinin, terör örgütü üyelerinin ve terör örgütü ile iltisaklı organizasyonların her türlü hak, alacak, malvarlığı ve fonlarının dondurularak, tasarruf kabiliyetinin ortadan kaldırılması, sınırlandırılması, kullanılamaz hale getirilmesi gibi işlevleri haizdir. Bu bağlamda, mülkiyet hakkının sınırlandırılmasına yönelik Anayasa’nın 35. maddesindeki sınırlandırma rejimine tabi olmalıdır. Daha doğrusu sınırlandırmanın sınırlandırılması diyebileceğimiz, hakkın özünü kullanılamaz hale getirebilecek bir müdahaleye karşı da işlemin kanunilik, ölçülülük, belirlilik gibi fonksiyonlara sahip kılınması şarttır. İç dondurma idari bir kararla tesis edilir. Kararın denetimi “makul sebep” delil standardının varlığı ya da yokluğu çerçevesinde değerlendirilir. Karara karşı bir taraftan Ceza Muhakemesi Kanunu’nda öngörülen itiraz prosedürü diğer taraftan da idari itiraz ve idari yargı yolu öngörülmüştür. Bu anlamda karara karşı, güçlendirilmiş bir yargı güvencesinden bahsetmek mümkündür. İç dondurmanın, kamu düzenini korumaya yönelik bir kolluk usulü olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Bu usul, idari kolluk şeklinde önleyici karakter taşımaktadır. Diğer taraftan kararın, suç işlenmeden ya da suç işlenmesinden sonra uygulanabilir nitelikte olması, bu konudaki adli-idari kolluk şeklindeki klasik ayırımdan bizi uzaklaştırmaktadır. Zira, idari kolluğun önleyici işlevi, adli kolluğun bastırıcı işlevi hep bir aşamayı ifade etmektedir. Bu aşama, suçun öncesi, suç işlenmesinden önceki aşama, hazırlık aşaması, risk, riskli fiiller, potansiyel riskler gibi gri alanları ihtiva ettiği gibi suç işlendikten sonra adli makamların bir soruşturma ya da kovuşturması olup olmadığına bakılmaksızın da tesis edilebilecek bir tedbir ve müeyyideler bütününü önümüze çıkarmaktadır. Ancak kesin olan bir husus var ki, idari kolluğun, “risk”li alanları düzenleme yükümlülüğü, iç dondurma faaliyetinin de öncelikle riskli alanları kapsamına almasıyla hayatiyet kazanmaktadır.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1