Türkiye Barolar Birliği Dergisi 158.Sayı

84 Adli Kolluk Görevlilerinin Görevi Kötüye Kullanma Suçu dış dünyada gözlemlenebilir olup davranış kurallarını ihlal eden fiziki, somut, vücudundan sadır olan fiilleridir.15 Yukarıda ifade ettiğimiz gibi kamu görevlisinin icra etmiş olduğu fiil şayet görevinin gerekleri içerisinde değerlendirilemiyorsa görevi kötüye kullanma suçu değil m. 260, 261, 262 vb. başka suçlar veya kabahat türünden haksızlıklar oluşmuş olacaktır. Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu Kararında bu husus, “Bu suçun oluşması için gerekli olan ilk şart, kamu görevlisi olan failin yaptığı işle ilgili olarak kanun veya diğer idari düzenlemelerden doğan bir görevinin olması ve bu görevi dolayısıyla yetkili bulunmasıdır. Bir kimse kamu görevlisi olmasına karşın o işle ilgili görevi ve yetkisi yok ise, başka bir suçu oluşturmayan hukuka aykırı davranışı disiplin cezasını gerektirebilirse de görevi kötüye kullanma suçunu oluşturmayacaktır. Çünkü hukuken sahip olunmayan bir yetkinin kötüye kullanılmasından da söz edilemez” şeklinde ifade edilmiştir.16 Görevi kötüye kullanma suçu ikinci fıkrada tanımlandığı şekliyle ihmali davranışla da işlenebilir. İhmali davranışla görevi kötüye kullanma ise, kamu görevlisinin mevzuattan, üstünün emrinden veya yargı kararlarından kaynaklanan icrai olarak belirli bir davranışta bulunma yükümlülüğüne uymayarak, bu davranışta bulunmayı ihmal etmesi veya geciktirmesidir. Yargıtay’ın ifadesi ile savsamasıdır.17 Maddenin lafzından “ihmal veya gecikme göstermek” şeklinde suçun işlenebileceği ve dolayısıyla suçun seçimlik hareketli bir suç olduğu anlaşılmaktadır.18 Ancak burada görevin hiç veya vaktinde yapılmaması söz konusudur.19 Görev kapsamındaki işin gerektiği gibi yapıl15 Mahmut Koca/İlhan Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, Adalet Yayınevi, 2020, s. 1016. 16 Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 26.2.2013, E. 2012/4-425, K. 2013/67 17 Yargıtay 4. Ceza Dairesi, 08.02.2011, E. 2008-21882, K. 2011-1223. 18 Koca/Üzülmez, s. 1019. 19 Kamu görevinin vaktinde yapılmaması hususunda şunu belirtmekte fayda vardır. Bir işin yapılması gereken süre mevzuatında belirlenmişse, kamu görevlisine kusur yüklenemeyecek haller dışında süresi içinde yapılmak zorundadır. Aksi takdir görevi kötüye kullanma olacaktır. Ancak süre belirlenmemişse, olağan iş akışının gerekleri göz önünde bulundurulmalıdır. Gecikmenin kamu görevlisinin ihmali yahut olağan iş akışının şartları dolayısıyla gerçekleşip gerçekleşmediği görevi kötüye kullanmanın tespiti açısından elzemdir. Örneğin, Yargıtay’da (Ceza Genel Kurulu, 02.03.2010, 2009-204/2010-39) iş yoğunluğundan kaynaklanan gecikmede ihmal kastının olmadığına kanaat getirmiştir. (Koca/Üzülmez, s. 1020.)

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1