Türkiye Barolar Birliği Dergisi 159.Sayı

191 TBB Dergisi 2022 (159) Hüseyin ACAR nin düzenleyici işlemlerine uyulmamasıdır. Bu nedenle düzenleyici işlemin hukuka uygun olmaması halinde yetkili makamlar tarafından alınan karantina tedbirlerine uymamak suç teşkil etmeyecektir.22 Ultima ratio ilkesine göre ceza hukuku araçlarına en son çare olarak başvurulmalıdır. TCK’nın 195. maddesinde yer alan suç tipine bakıldığında bulaşıcı hastalıklarla mücadelede kanun koyucunun her eylemi cezalandırma yolunu tercih etmediği anlaşılmaktadır.23 Enhorn/ İsveç davasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi “Enhorn kriterleri” olarak bilinen kararında “bulaşıcı hastalıkların yayılmasını önlemek için kamu sağlığı ve güvenliği yönünden almaları gereken tedbirlerde devletlere doğrudan kişileri özgürlükten yoksun bırakma yetkisi verilmediğini ifade etmiş ve bir kimsenin özgürlüğünden yoksun bırakılmasının “hukukiliğini” değerlendirirken iki temel koşul belirlemiştir. Bunlar; (1) hastalığın kamu sağlığı/güvenliği için “tehlike” oluşturması ve (2) bulaşıcı hastalık taşıyan kişinin zorunlu izolasyona tabi tutulmasıdır. Karantina tedbirlerinin daha düşük tedbirler yetersiz kaldığından ötürü hastalığın yayılmasını önlemek bakımından “son çare” olması gerekir. Bu ölçütler karşılanmadığı anda, özgürlükten yoksun bırakma sona erecektir.”24 22 Hafızoğulları/Özen, s. 128. 23 Kahraman, s. 745. 24 Şirin, s. 50; Dilaver Nişancı, “Salgın Hastalıklar ve Salgın Hastalıklar Özelinde Sağlık Hakkına Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Bakış Açısı ile Ulusal Mevzuatın Covid-19 Özelinde Değerlendirilmesi”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Y. 2020, S. 150, s. 97; Enhorn/İsveç davasında eşcinsel olan başvuranın HIV pozitif olduğunun tespit edilmesinin ardından, bölge sağlık görevlisi tarafından kendisine verilen muayene randevularına icabet etmemesi üzerine, Bulaşıcı Hastalıklar Kanunu doğrultusunda, idare mahkemesi kararıyla her seferinde altı ayı geçmemek üzere toplam yedi yıl süren ve başvuranın her seferinde firar etmesi nedeniyle fiilen bir buçuk yıl uygulanan hastanede zorunlu izolasyon tedbiriyle ilgilidir. AİHM’ye göre HIV virüsünün kamu sağlığı ve güvenliği yönünden tehlikeli olduğu tartışmasız olmakla birlikte, daha hafif tedbirler uygulanması mümkünken, başvuranın kişi özgürlüğünden yoksun bırakılmasının virüsün yayılmasını önlemek için son çare olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. Mahkeme’ye göre somut dava koşullarında başvuranın HIV virüsünü yaymasını engelleyici diğer önlemler araştırılmadan, zorunlu izolasyona tabi tutulması son çare olarak kabul edilemez. Diğer yandan AİHM, toplam yedi yıl süren ve fiilen bir buçuk yıl başvuranın iradesi dışında hastanede tutulması şeklinde uygulanan zorunlu izolasyonun, HIV virüsünün yayılmasının önlenmesi amacı ile başvuranın kişi özgürlüğünün korunması arasında gözetilmesi gereken adil dengeyi bozduğu kanaatiyle Sözleşme’nin ihlal edildiğine karar vermiştir. Enhorn/İsveç, AHİM, 56529/00, 25.01.2005, § 44.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1