193 TBB Dergisi 2022 (159) Hüseyin ACAR bireyleri yalnızca ceza hukuku vasıtasıyla korumamalı, aynı zamanda ceza hukukuna karşı da korumalıdır. (Alm. den Einzelnen nicht nur durch das Strafrecht, sondern auch vor dem Strafrecht schützen).28 5237 sayılı TCK’nın 2. maddesinin 1. fıkrasında (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz”, 2. fıkrasında ise (2) “İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz” düzenlemelerine yer verilmiştir. Maddede yer alan kanunilik ilkesine göre, kişi hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınabilmesi için hangi fiillerin suç teşkil ettiğinin ve bu suçu işleyenlerin karşılaşacakları hukuksal yaptırımların (müeyyidelerin) kanunda önceden herhangi bir duraksamaya yer bırakmadan, açık net, anlaşılabilir ve uygulanabilir şekilde kanun koyucu tarafından belirlenmesi gerekmektedir.29 Anayasa Mahkemesi’nin bir kararında da benimsendiği gibi bireyler bu durumda hangi davranışlarının suç teşkil ettiğini öğrenme ve hareketlerini buna göre ayarlama imkânı bulurlar.30 Böylece suç ve cezalarda “kanunilik” ilkesi 28 Claus Roxin, Strafrecht, Allgemeiner Teil, Band I, Grundlagen, der Aufbau der Verbrechenslehre, 4. Auflage, München, 2006, § 5, kn. 1, s. 138; Bahri Öztürk/ Mustafa Ruhan Erdem, Uygulamalı Ceza Hukuku ve Güvenlik Tedbirleri Hukuku, 14. Baskı, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2014, s. 36; kn. 26; Yazar bu belirlemeyi Roxin’in ifade ettiği gibi sadece Ceza Hukuku için değil genel olarak hukuk kuralları olarak kullanmayı tercih etmektedir. Berrin Akbulut, Ceza Hukuku Genel Hükümler, 6. Baskı, Adalet Yayınevi, Ankara, 2019, s. 98. 29 Mahmut Koca/İlhan Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, 12. Baskı, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2019, s. 54-55; Timur Demirbaş, Ceza Hukuku Genel Hükümler, 11. Baskı, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2016, s. 118; Mehmet Emin Artuk/Ahmet Gökçen/Mehmet Emin Alşahin/Kerim Çakır, Ceza Hukuku Genel Hükümler, 14. Baskı, Adalet Yayınevi, Ankara, 2020, s. 164; Nur Centel/Hamide Zafer/Özlem Çakmut, Türk Ceza Hukukuna Giriş, 6. Baskı, Beta Yayınları, İstanbul, 2010, s. 56; Kayıhan İçel, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Beta Yayınları, Yenilenmiş Bası, İstanbul, 2016, s. 126; İzzet Özgenç, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, 15. Baskı, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2019, s. 132. 30 Veli Özer Özbek/Koray Doğan/Pınar Bacaksız, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Yayıncılık, 10. Baskı, Ankara, 2019, s. 66; Koca/Üzülmez, s. 55; Önok, s. 154; AYM’nin bir kararında: “19. Anayasa’nın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti, bir hukuk devleti olarak nitelendirilmiştir. Hukuk devletinin temel unsurlarından biri de “belirlilik” ilkesidir. Bu ilkeye göre; yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olması, ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi gerekir. Belirlilik ilkesi, hukuksal güvenlikle bağlantılı olup birey, kanun’dan belirli bir kesinlik içinde hangi somut eylem ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1