194 Bulaşıcı Hastalıklara İlişkin Tedbirlere Aykırı Davranma Suçu (TCK. MD. 195) aracılığıyla öngörülebilirlik sağlanmak suretiyle, ceza hukuku alanında hukuki güvenlik korunmuş olur.31 Yine Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 7. maddesinde istisna tanınmış olsa da kanunilik ilkesine yer verilmiştir.32 Kanunda suç teşkil eden bir fiilin tanımlanıp yaptırım altına alınmasına öğretide “tam ceza kanunu” (Alm. Vollstrafgesetz) ya da “kapalı ceza kanunu” (Alm. Geschlossene Gesetze) denilmektedir.33 Tartışmalı olmakla birlikte, bazı durumlarda kanun koyucu suç teşkil eden fiilin karşılığı olan yaptırımı, yani verilecek cezayı göstermekle birlikte söz konusu fiilin ne olduğunu kanunda açıkça tarif etmez. Çizdiği sınırlar dâhilinde, bunun saptanmasını, idari makamlara bırakır.34 Bu sayede yer ve zamana göre gelecekte ortaya çıkabilecek ihtiyaçları karşılamak için değişkenlik gösteren içeriğin belirlenmesinde esneklik sağlanmış olmaktadır. Öğretide bu şekildeki düzenlemelere imkân sağlayan kanunlara “açık ceza kanunu, çerçeve kanun, kör ceza kanunu” gibi (Alm. Blankettdelikte) isimler verilmektedir.35 sonucun bağlandığını bilmelidir. Birey ancak bu durumda kendisine düşen yükümlülükleri öngörebilir ve davranışlarını ayarlayabilir. 20. Hukuki güvenlik ve belirlilik ilkeleri, hukuk devletinin ön koşullarındandır. Kişilerin hukuki güvenliğini sağlamayı amaçlayan hukuki güvenlik ilkesi; hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerinde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar. 21. Belirlilik ilkesi ise yalnızca yasal belirliliği değil daha geniş anlamda hukuki belirliliği de ifade etmektedir. Yasal düzenlemeye dayanarak erişilebilir, bilinebilir ve öngörülebilir olma gibi niteliklere ilişkin gereklilikleri karşılaması koşuluyla mahkeme içtihatları ve yürütmenin düzenleyici işlemleri ile de hukuki belirlilik sağlanabilir. Hukuki belirlilik ilkesinde asıl olan, bir hukuk normunun uygulanmasıyla ortaya çıkacak sonuçların o hukuk düzeninde öngörülebilir olmasıdır.” ifadelerine yer verilmiştir. R.G. 20.4.2018, S. 30397; AYM kararı E. 2017/172, K. 2018/32. 31 Anayasamızın 38. maddesine göre “Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun’un suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanun’da o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.”, Önok, s. 152; İçel, s. 83; Demirbaş, s. 63. 32 Önok, s. 151. 33 Jürgen Baumann/Ulrich Weber/Wolfgang Mitsch, Strafrecht Allgemeiner Teil, Giesseking Verlag, 11. Baskı, Bielefeld, 2003, kn:100-101, s. 131-132; Artuk/Gökçen/Alşahin/Çakır, s. 157-158; Özgenç, s. 125; Demirbaş, s. 115; Özbek/Doğan/ Bacaksız, s. 72; Koca/Üzülmez, s. 67. 34 Doğan Soyaslan, Ceza Hukuku Genel Hükümler, 6. Baskı, Yetkin Yayınları, Ankara, 2016, s. 97; Artuk/Gökçen/Alşahin/Çakır, s. 157-158; Demirbaş, s. 115. 35 Roxin, § 5, kn. 40, s. 157; Baumann/Weber/Mitsch, kn:100-101, s. 131-132; Özgenç, s. 125; Artuk/Gökçen/Alşahin/Çakır, 157-158; Demirbaş, s. 115; Özbek/Doğan/
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1