Türkiye Barolar Birliği Dergisi 159.Sayı

284 Elkoymanın Hukuki Sonuçları Bağlamında Elkonulan Eşya ve Diğer Malvarlığı Değerlerinin ... Örneğin şüpheliye ait evcil bir hayvana el konulması ve fakat bunun elden çıkarılamaması nedeniyle adli emanette muhafaza edilmesinin imkansız veya güç olması yahut bir eşyanın muhafazasının mahiyeti gereği çok masraflı olması veyahut suçta kullanıldığı şüphesiyle elkonulan ve ispat vasıtası olma vasfını muhafaza eden bir kamyonetin, şüpheli, sanık veya diğer bir kişinin taşımacılık vb. gibi bir ekonomik faaliyeti için gerekli olması gibi hallerde eşyanın adli emanette muhafazası yerine emaneten şüpheli, sanık veya diğer bir kişiye teslimi gerekebilecektir.49 Bu olasılıkları nazara alan kanun koyucu elkonulan eşyanın muhafaza edilmek üzere, şüpheliye, sanığa veya diğer bir kişiye teslim edilebileceğini kabul etmiştir.50 Buradaki diğer bir kişi ifadesi, eşya üzerinde ayni veya şahsi bir hakka sahip olan ve fakat şüpheli yahut sanık konumunda olmayan kimseleri işaret etmektedir. Örneğin şüphelinin suçta kullandığı ve fakat bir başkasına ait olan yahut şüpheye ait olmakla birlikte kiraya verilmiş olması nedeniyle elkoyma anında üçüncü bir kişinin kullanımında olan eşyanın, şüpheli konumunda olmayan malik veya kiracıya teslimi bu kapsamdadır. Ancak bu ifadenin mağduru işaret etmesi de mümkündür. Bu çerçevede henüz koşulları oluşmadığı için iadeye konu olamayan eşyanın, bu madde hükmü çerçevesinde mağdura teslimine bir engel söz konusu değildir. Kanun teslimin, (eşyanın) bakım ve gözetimiyle ilgili tedbirleri almak ve istendiğinde derhal iade edilmek koşuluyla yapılabileceğini kabul etmiştir. Buna göre eşyayı teslim alan kişi, bu teslim işlemiyle birlikte, tesşüpheliye, sanığa veya diğer bir kişiye teslim edilebileceği, delil olarak saklanmasına gerek kalmaması hâlinde, rayiç değerinin derhâl ödenmesi karşılığında, ilgiliye teslim edilebileceği hüküm altına alınmıştır”, https://karararama.yargitay. gov.tr, (Çevrimiçi), 23.8.2021. 49 Bkz. Şahin/Göktürk, I, s. 359; Şen/Eryıldız, s. 95. Doktrinde, eğer CMK m. 132/5 gereğince emaneten teslimin koşulları gerçekleşmişse, orantılılık ilkesi gereği artık aynı maddenin ilk fıkrasına göre eşyanın elden çıkarılması yoluna başvurulmaması gerektiği ifade edilmektedir. Buna göre “delil değeri kalmayan ve zarara uğraması ya da değerinde esaslı ölçüde kayıp meydana gelme tehlikesinin bulunduğu eşyalar ilgilisinin rayiç değerini ödemesi halinde, ilgilisine teslim edilmelidir” Ünver/Hakeri, s. 420. 50 Doktrinde bu teslim “yediemine verme tedbiri” (Centel/Zafer, s. 483) veya “güvenilir kişiye teslim” (Soyaslan, s. 309) olarak da ifade edilmektedir. Yine doktrinde, teslimin, eşyanın elden çıkarılmasının bir şekli olduğu (Özbek/Doğan/Bacaksız, s. 373) veya “fiili elkoymanın kaydî hali” olduğu (Şen/Eryıldız, s. 95) da belirtilmiştir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1