289 TBB Dergisi 2022 (159) Erkan SARITAŞ lirlediğini ifade etmemiz bizce olanaklıdır.63 Bu nedenle bizce, rayiç bedel karşılığı teslim açısından da soruşturma evresinde Cumhuriyet Başsavcılığı, kovuşturma evresinde yargılamayı yapan mahkeme yetkilidir. Her iki teslim de kanuni düzenleme nazara alındığında hem Cumhuriyet Başsavcılığı hem de mahkeme açısından açıklama mahiyetinde fiili bir işlem niteliğindedir.64 Bu halde ortada tali bir ceza uyuşmazlığından söz edilemeyeceğinden mahkeme tarafından yapılan teslim işlemi de bir karar mahiyetinde değildir.65 Esasen teslimin talep üzerine yapılabilmesi de olanaklıdır ancak bir talep söz konusu olsa dahi bu teslim bir ceza uyuşmazlığına ve haliyle bir tali ceza davasına sebebiyet verecek nitelikte değildir. Nitekim buna uygun olarak da kanunda, soruşturma aşamasında hâkimin de teslime yetkili olduğundan ve kovuşturma aşamasında mahkeme tarafından teslimin yapılması ile ilgili olarak karar verilmesinden söz edilmemiştir. CMK m. 132/5 veya 132/6 gereğince eşyanın teslimi, talep üzerine olabileceği gibi re’sen bu yönde bir işlem yapılması da mümkündür.66 Ancak bu ikinci halde, ilgilinin teslimi kabul etme yükümlülüğü söz konusu değildir.67 Bu nedenle örneğin elkonulan eşyanın kendisine 63 Sistematik yorum yoluyla CMK m.132/2 hükmünden yola çıkarak, bu halde teslimin hâkim veya mahkeme tarafından yapılabileceği yönünde bkz. Özen, s. 760. 64 Ceza muhakemesinde işlemler fikri ve fiili olarak ikiye ayrılır. Fikri işlemler asli veya tali mahiyette bir uyuşmazlığa ilişkin yapılan işlemlerdir. Bunlar hâkim tarafından uyuşmazlığın çözümüne dair yapılan bir işlem mahiyetinde ise karar, taraflarca görüş açıklama mahiyetinde ise açıklama (mütalaa ya da savunma) şeklinde cereyan eder. Buna karşılık işlem doğrudan bir ceza uyuşmazlığının çözümüne ilişkin değilse kural olarak fiili bir işlemden söz edilir. Bu işlemde bir uyuşmazlığın çözümü söz konusu olmadığından örneğin hâkim tarafından yapılan bu tür bir işlemin karar mahiyetinde olduğundan söz edilemez. Bu konuda detaylı bilgi için bkz. ve kısmen krş. Kunter, s. 298 vd.; Güneş Okuyucu Ergün, Ceza Muhakemesi İşlemleri, Ankara, Yetkin, 2015, s. 55, 70 vd. 65 Karardan, asli veya tali bir ceza uyuşmazlığının söz konusu olması halinde söz edilebilir. Bkz. Kunter, s. 310 vd.; Okuyucu Ergün, s. 55, 61 vd. Kanun da “Hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hallerde, mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir” (CMK m. 267) hükmüne yer vererek kararı bu anlamıyla kullanmıştır. 66 Krş. Aydın, s. 211. 67 Suç Eşyası Yönetmeliği m. 21 de bu hukuki duruma göre düzenlenmiştir. Nitekim anılan maddeye göre “İadesine karar verilmiş olup usulüne uygun meşruhatlı tebligata rağmen sahipleri tarafından bir ay içinde alınmayan veya kendilerine tebligat yapılamayan kimselere ait eşya en geç iki ay içerisinde satılarak bedeli millî bankalardan birinde ilgilisi adına açılacak vadeli hesaba yatırılır”. Yukarıda andığımız gibi burada iade ibaresi hem CMK m.131 gereğince iadeyi hem de
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1