Türkiye Barolar Birliği Dergisi 159.Sayı

352 Çocuk Hakları Sözleşmesi Kapsamında Çocuğun Eğitim (Nitelikli Eğitim) Hakkına İlişkin ... - Çocukların boş zaman, oyun, kültürel ve sanatsal etkinliklere katılma haklarını gerçekleştirecektir. Bu haklar, yaşama hakkının en önemli parçası olan, yaşamak için elverişli bir ortamın sağlanmasını güvenceye alan ve Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin çeşitli maddelerinde özel olarak düzenlenen haklardır. Çünkü, sadece yaşama hakkının sağlanması yeterli değildir. Özellikle çocuklar söz konusu olduğunda, onları yaşatmaya yönelik çabalar, kurtarılan yaşamları geliştirme ve insan onuruna yaraşır bir yaşam sürdürme yönündeki çabalarla birlikte yürütülmelidir.45 Çocuğun yaşama ve gelişme hakkının en önemli parçası eğitim hakkıdır. Burada çocuğun hem eğitim hakkına hem de yaşama ve gelişme hakkına müdahale teşkil edebilecek bir düzenlemeden bahsetmek gerekir. Türk Medeni Kanunu’nun 124. maddesine göre, erkek veya kadın 17 yaşını doldurmadıkça evlenemez (TMK 124/I). Ancak, hâkim olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple 16 yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir. Olanak bulundukça karardan önce ana ve baba veya vasi dinlenir (TMK 124/ II).46 Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 1. maddesine göre, 18 yaşına kadar her insan çocuktur. Dolayısıyla lise eğitimi çağında bulunan 17 veya 45 Akyüz, s. 52-53. 46 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi kabul edilirken, ülkemizin özelliği göz önünde bulundurularak, erkekler için 18, kadınlar için 17 yaşın doldurulması aranmıştı. Bu, gerçeğe uymamış, İslam Hukukunun evlenme için buluğ çağına erişmeyi arayan esasına alışmış halkın ihtiyacına cevap vermemiştir. Bunun üzerine eski MK 88, 1936 yılında bir kanun ile değiştirilerek, kadının 15, erkeğin ise 17 yaşını doldurunca evlenmesi kabul edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda, TMK 124’ün her iki cins için de evlenme yaşını 17 olarak öngörmesi, özellikle kadınlar yönünden Gerekçe’de şöyle açıklanmaktadır: “Küçük yaştaki kızların evlendirilmesinin gerek biyolojik gerek psikolojik açıdan olumsuz etkiler gösterdiği günümüzde tartışmasız olarak kabul edilen bir gerçektir. Daha ortaöğretim çağında bulunan on beş yaşındaki bir küçüğün evlenmesine izin vermemek gerekir. Ülkemizde Medeni Kanun’un kabul edilmesinden bu yana bu konuda halkın bilinçlendiği ve eğitildiği göz önünde tutulmak suretiyle önemli bir kurum olan aile hayatının kurulmasında kadınlar için onbeş yaşın bitirilmesi yeterli görülmemiştir. Bu konuda bu kadar küçük yaşta evlenme yaşı itibariyle ayrım erkek ve kadın arasında yapılmasının da anlamlı olmadığı kabul edilmelidir. Bu sebeple evlenme yaşı erkek ve kadın için on yedi yaşın bitirilmesi olarak kabul edilmiştir”. Eski MK 88/II’de hâkim izni ile evlenmek için, erkeğin 15, kadının 14 yaşını doldurması aranıyordu. TMK 124/II’nin gerekçesinde, olağan evlenme yaşı için ileri sürülen düşüncelerin aynısıyla, olağanüstü evlenme yaşının yükseltildiği belirtilmiştir. Bu hususta ayrıntılı bilgi için bkz. Mustafa Dural/Tufan Öğüz/ Mustafa Alper Gümüş, “Türk Özel Hukuku Cilt III, Aile Hukuku”, İstanbul 2019, s. 49-50.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1