Türkiye Barolar Birliği Dergisi 159.Sayı

393 TBB Dergisi 2022 (159) Mehmet AKÇAAL bilir. Bu takdirde, söz konusu vasiyet alacaklısı, mirasçı olmadığı için miras ortaklığına da dâhil değildir; mirasbırakanın ölümüyle birlikte mirasçılara karşı ileri sürülebilecek bir alacak hakkını elde eder (TMK m. 600). Vasiyet borçlusu, vasiyet edilen değeri, bu değerin tür ve niteliğine göre gerekli esas ve şekil şartlarına uygun bir hukukî işlemle alacaklıya devretmek zorundadır. Bu kapsamda, değiştirilemeyen jeton niteliğindeki sanat eserine ilişkin devir usulü yerine getirilmelidir. Bu ise, değiştirilemeyen jetona ait özel ve genel anahtar bilgileri bakımından alacaklının hâkimiyeti sağlanarak gerçekleştirilebilir. Borcun yerine getirilmemesi halinde vasiyet alacaklısı eda davası açabilir. Sonuç Türk hukukunda değiştirilemeyen jetonlara ilişkin henüz doğrudan bir kanunî düzenleme veya içtihat bulunmamaktadır. Bununla beraber, değiştirilemeyen jetonlar dijital varlıkların bir türü olarak değerlendirilebilir. Üstelik, dijital varlıkların tamamı olmasa da değiştirilemeyen jetonların terekeye dâhil oldukları kabul edilebilir. Çünkü, bunlar parasal değeri haiz olup mirasçılara geçmeye elverişlidir. Değiştirilemeyen jetonlar dijital alanda daha önce imkânsız olan bir durumu, yani dijital orijinalin oluşturulmasını sağlamaktadır. Söz konusu jetonun kendisi değiştirilemeyen ve eşsiz bir jetondur. Bununla beraber, değiştirilemeyen jetonla temsil ettiği dijital varlık bakımından ayrı ayrı değerlendirmede bulunulmalıdır. Söz konusu dijital varlığın Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu anlamında bir eser olarak değerlendirilebilmesi kanunda aranan bazı şartları sağlamasına bağlıdır. Bunlar, sahibinin özelliklerini taşıması ve kanunda sayılan kategorilerden birine ait olmasıdır. Dolayısıyla, her değiştirilemeyen jetonun birer sanat eseri olduğu söylenemez. Gerçekten de değiştirilemeyen jetonlar sanat dışında da uygulama alanı bulmaktadır. Ancak, eser niteliğini haiz bir değiştirilemeyen jeton bakımından parasal değerden söz etmek mümkündür. Dolayısıyla, değiştirilemeyen jeton niteliğindeki sanat eserleri TMK m. 599/II anlamında birer diğer malvarlığı hakkı olarak değerlendirilmeli ve bunların mirasçılara geçecekleri kabul edilmelidir. Aynı sonuç, işlenme eser niteliğindeki değiştirilemeyen jeton niteliğindeki sanat eserleri bakımından da geçerlidir. Bununla birlikte, değiştirilemeyen jeton niteliğindeki sanat eserleri üzerindeki fikrî hakların sağladığı yetkiler bakımından bir ayrım

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1