Türkiye Barolar Birliği Dergisi 160.Sayı

213 TBB Dergisi 2022 (160) Uğur ERSOY / Alper KÜÇÜKAY ğu söylenebilir. Psikolojik temelde şiddetin ortaya çıkması için istem, davranış ve sonuç (zarar verme) sürecinin tamamlanması gereklidir. Kişinin düşünce ve davranışı şiddeti meydana getirmekte ve sonuçta kendisi ve/veya karşısındakiler zarar görmektedir. Yani istemli şekilde yapılan bir zarar verme durumu söz konusudur. Konunun psikolojik açıdan ele alınması duygu ve düşüncelerimizin diğer dış etkilerle birlikte zarar verici davranışa nasıl yol açtığıyla ilgili olarak şiddetin başlama süreci hakkında katkı sağlayacaktır. Şiddetin bu zarar verici davranış şeklinde oluşmasının doğal olan ikincil bir sonucu ise zarara uğrayanın ne düzeyde ve boyutta zarara uğradığı ile ilgilidir. Bu süreç ve mekanizmaları kapsamlı bir biçimde ele alarak işleyişini ortaya koymak, şiddetin önlenmesi adına yapılabilecekler hakkında hiç şüphesiz katkı sağlayacaktır. Birçok şiddet eylemi açıkça kötü niyet içerir. Zarar verme niyeti genellikle bir statü veya kaynak elde etme güdüsünden ve bu hedefleri gayri meşru bir şekilde takip etme isteğinden kaynaklanabilir. Meşru olmayan veya hayal ürünü hedefler peşinde koşmak da çoğu zaman şiddete yol açabilmektedir. Çoğu zaman ise umursamaz veya ihmalkâr davranışların sonuçlarının hesaba katılması gerekip gerekmediği sorusu niyet konusu ile ilgilidir. Niyet kriterini karşılamak için bilişsel ön koşullar da vardır. Küçük çocuklar ve ciddi bilişsel bozukluğu olan bazı kişiler genellikle davranışlarını anlama ve planlama kapasitesinden yoksundur.3 Bu nedenle, çocuk ve bilişsel olarak engelli kişiler için cezai sorumluluğun azaltılması ülkemizde olduğu gibi (Türk Ceza Kanunu m.31, 32, 33) birçok ülke kanununda da somutlaştırılmıştır. Yaptığı davranışların sonuçları hakkında fikir sahibi olma ya da idrak kabiliyeti bilişsel anlamda değerlendirilmesi gereken önemli bir konu olarak görülmektedir. Şiddet bireysel temelde ele alınarak incelenebilmekle birlikte toplum temelli yaklaşım açısından bakıldığında halk sağlığını da etkileyen bir konudur. Halk sağlığı ilkeleri, hem şiddetin nedenlerini ve sonuçlarını araştırmak ve anlamak, politika müdahaleleri ve savunuculuk yoluyla şiddetin ortaya çıkmasını önlemek için yararlı bir çerçeve sağlar. Şiddet, halk sağlığını ilgilendiren bir konu olmasının yanı sıra toplum güvenliği açısından da ele alınmalıdır. Hukuk ise şiddetin 3 Hamby, s.170.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1