Türkiye Barolar Birliği Dergisi 160.Sayı

246 Hukukçuların Etik Sorumlulukları ve İlkelerin Rolü I. Giriş Günümüzde doğrudan doğruya insanla ilgili meslekler başta olmak üzere çeşitli mesleklerle ilgili yaşanan etik sorunlardan duyulan kaygılar artmaktadır. Bu kaygılarla başa çıkabilmek için ise neredeyse her mesleğin sonuna etik kelimesi eklenerek meslek etikleri oluşturulmaya çalışılmaktadır.1 Bu doğrultuda pek çok meslekle ilgili oluşturulmaya çalışılan meslek etikleriyle ilk önce mesleklerini icra eden kişilerin belirli durumlarda nasıl eylemde bulunmaları gerektiğine ilişkin ilkeler belirlenmektedir. Sonrasında teşvik edilmekten zor kullanmaya kadar çeşitli yöntemlerle bu kişilerin meslek ilkelerine uygun davranmasına yönelik çaba harcanmaktadır.2 Elbette çeşitli meslekleri icra eden kişilerin kendi mesleklerine yönelik meslek ilkeleri geliştirmesi çeşitli mesleklerde karşılaşılan etik sorunların çözümüne yönelik önemli bir adımdır. Ancak meslek etiklerinin meslek ilkelerine indirgenmesi diğer bir ifadeyle meslekleri icra eden kişilerin ister teşvik edilerek ister zorlanılarak bu kişilerden meslek ilkelerine uygun davranmasının sağlanmaya çalışılması, etiğin olmazsa olmazı olan değerlendirme sorumluluğundan kaçınılmasını beraberinde getirmektedir. Oysa değerlendirme sorumluluğu hukukçuların işlerini etiğe uygun biçimde yapabilmesi için elzemdir. İhtimam etiğinden anlatı etiğine kadar pek çok etik görüşten hareketle etik sorunların değerlendirilmesi için hakların ve ilkelerin her zaman yeterli olmadığı, bağlamın hesaba katılması yani içinde bulunulan her tek durumun değerlendirilmesi gerekliliği sıklıkla dile getirilmektedir. Ancak Kuçuradi’nin etik görüşünde değerlendirme etkinliğinin kendisi ele alınmış olduğu için bu çalışmada ilk önce onun değerlendirme etkinliği hakkındaki görüşleri çerçevesinde durum değerlendirmesi ve meslek etiği ilişkisi ele alınacaktır. II. Durum Değerlendirmesi ve Meslek Etiği Değerlendirme etkinliğinin Kuçuradi’nin etik görüşündeki yeri önemlidir. Zira Kuçuradi kişilerin olayları, durumları, hatta bizzat kendilerini değerlendirmesini insanın bir yapı özelliği, bir var olma 1 Harun Tepe, “Giriş: Bir Felsefe Disiplini Olarak Etik ve Etikler”, Etik ve Meslek Etikleri, Türkiye Felsefe Kurumu Yayınları, Ankara 2009, s.11-20. 2 Harun Tepe, “Bilim ve Etik: Bir ‘Bilim Etiği’nden Beklenenler”, Pratik Etik Etiğin Pratik Sorunları, Ankara 2016, Bilgesu Yayınları, s.80.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1