Türkiye Barolar Birliği Dergisi 160.Sayı

289 TBB Dergisi 2022 (160) Hakan PEKCANITEZ / Mine AKKAN muhakemesi hükmü olmadığı gibi kabahat kapsamında da değerlendirilemez.37 Bu sonuçtan hareketle disiplin hapsinin uygulanmasını kabul eden 41/F maddesinin suç olarak nitelendirilebilecek filleri düzenleyip düzenlemediği ve maddede kabul edilen disiplin hapsinin ceza hükmü olarak nitelendirilmesinin mümkün olup olmadığı sorulmalıdır. Zira 41/F maddesindeki fiiller suç kapsamında değerlendirilirse ceza kanunlarının zaman bakımından uygulanmasında derhal uygulama ilkesi geçerli olmakla birlikte Türk Ceza Kanunu’nun 7. maddesi38 çerçevesinde, lehe olan kanunun uygulanmasının da (ceza kanunlarının geçmişe yürümesi yasağının istisnası- lehe kanunun geçmişe yürümesi) söz konusu olduğu görülmektedir.39 Çocuk Koruma Kanunu’nun 41/F maddesinde kabul edilen yaptırım, disiplin hapsidir. Disiplin hapsi, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda tanımlanmıştır 37 Bkz. 5326 sayılı Kabahatler Kanunu (RG 31.03.2005, S. 25772). Kabahatler Kanunu m. 2: “Kabahat deyiminden; kanunun, karşılığında idarî yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlaşılır”. Kabahatler Kanunu m. 1: “Bu Kanun’da; toplum düzenini, genel ahlâkı, genel sağlığı, çevreyi ve ekonomik düzeni korumak amacıyla; ..... çeşitli kabahatler tanımlanmıştır”. 38 “Zaman bakımından uygulama Madde 7- (1) İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. İşlendikten sonra yürürlüğe giren kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı da kimse cezalandırılamaz ve hakkında güvenlik tedbiri uygulanamaz. Böyle bir ceza veya güvenlik tedbiri hükmolunmuşsa infazı ve kanuni neticeleri kendiliğinden kalkar. (2) Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur. (3) (Değişik: 29.6.2005 – 5377/2 md.) Hapis cezasının ertelenmesi, koşullu salıverilme ve tekerrürle ilgili olanlar hariç; infaz rejimine ilişkin hükümler, derhal uygulanır. (4) Geçici veya süreli kanunların, yürürlükte bulundukları süre içinde işlenmiş olan suçlar hakkında uygulanmasına devam edilir.” 39 Demirbaş, s. 143; Koca/Üzülmez, s. 74 vd.; Öztürk/Erdem, s. 140 vd., s. 143; Özbek/Doğan/Bacaksız, Ceza Genel, s. 123 vd.; Yenisey/Nuhoğlu, s. 107. 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9. maddesinin 3. fıkrasına göre: “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir”. Lehe kanunun uygulanmasında, eski ve yeni düzenlemelerin sadece lehe kısımlarının birlikte değerlendirilerek ceza verilmesi söz konusu olmayıp ya eski ya da yeni kanunun (hüküm) uygulanması gerekmektedir, bu anlamda her iki kanun ayrı ayrı değerlendirilir ve sonuca bakılarak karşılaştırma yapılır, lehe olan hangi kanunsa (hüküm) o uygulanır (Demirbaş, s. 145; Koca/Üzülmez, s. 80-81; Öztürk/Erdem, s. 149-150; Özbek/Doğan/Bacaksız, Ceza Genel, s. 128; Yenisey/Nuhoğlu, s. 107). Lehe kanunun geçmişe etkili olarak uygulanmasının, yalnızca maddi ceza hukuku hükmündeki kanunlar bakımından geçerli olduğu belirtilmiştir (Öztürk/Erdem, s. 144).

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1