325 TBB Dergisi 2022 (160) Talih UYAR Bu hükme göre, üçüncü kişi; borçlu – tacirden; a) “Ticari işletmesinin veya işyerinin önemli bir kısmını devralmış veya satın almışsa, b) Yahut işyerindeki ticari mallarının tamamını veya önemli bir kısmını devralmış veya satın almışsa”, c) Ya da ticari işletmesinin/işyerinin bir kısmını iktisap ettikten sonra ticari işlemeyi/işyerini sonradan işgal etmişse, borçlunun alacaklılarına zarar verme kastı ile hareket etmiş sayılır. Başka bir deyişle, böyle bir durumda, İİK m. 280/III’de yer alan bu ‘karine’ nedeniyle, “üçüncü kişinin borçlunun borca batık olduğunu’ ve ‘alacaklılara zarar verme kastıyla hareket ettiğini’ bildiği” kabul edilmektedir.107 Kanunun kabul ettiği bu karine ancak iki şekilde çürütülebilir: √ “Borçlu ya da üçüncü kişi, devir, satış veya terk tarihinden itibaren en az üç ay önce, durumu iptal davasını açan alacaklıya yazılı olarak bildirdiklerini” ya da, √ “Borçlu ya da üçüncü kişi, yine devir, satış veya terk tarihinden itibaren en az üç ay önce, ticari işletmenin bulunduğu yerde, bu durumu belirten, görülebilir levhalar asmakla beraber ayrıca Ticaret Sicili Gazetesiyle, bu mümkün olmadığı takdirde, bütün alacaklıların öğrenebilecekleri şekilde, uygun vasıtalarla ilan ettiklerini” ispat ederlerse, aleyhlerindeki karineyi çürütebilirler.108 Açıklanan bu hükümle, iptal davalarına konu olabilecek tasarruflar arttırılmıştır.109 Yüksek mahkeme, buraya kadar açıklanan İİK m. 280/III’de öngörülen bu ‘karine’ ile ilgili olarak; √ “Dava konusu çelik yakıt tanklarının borçlu şirketin ticari emtiasından biri olduğu, bu emtianın borçlu şirketin ticari işletmesinin önemli bir kısmını oluşturması halinde İİK’nın 280. maddesi gereğince yapılan devir ticari işletmenin devri niteliğinde alacağından, mahkemece satış tarihinde dava konusu geminin, borçlunun ticari işletmesinin önemli bir mal varlığını 107 Bknz: Tunahan Çetinel, age. s: 69 108 Bu konuda ayrıca bknz: İdil Tuncer Kazancı, age. s: 180 vd. 109 İsmet Sarısözen, “Yargılama Usulü”, s: 54
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1