337 TBB Dergisi 2022 (160) Talih UYAR ile bunların mirasçıları’ aleyhine açılabileceği gibi, kötüniyetli kişiler aleyhine de açılabileceğini ve iptal davasının iyiniyetli üçüncü kişilerin haklarını ihlal etmeyeceğini, bu nedenle müvekkilinin kötüniyetli olduğu hususunun davacı tarafından ispat edilmesi gerekirken dosyaya davacı tarafından bu konuda herhangi bir kanıt sunulmadığını, ayrıca taşınmazın hacizli olarak satılmasının ve satışın kısa aralıklarla yapılmasının, tek başına kötüniyetin varlığını ortaya koymayacağını, müvekkilinin tapuya güvenerek taşınmazı satın almış olduğunu, -Müvekkili yönünden İİK’nın 280/son maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığını; √ İİK’nın 280/son maddesinin ancak ‘dava konusu taşınmazı bizzat borçludan satın alan üçüncü kişiler hakkında’ uygulanabileceğini, müvekkilinin ise taşınmazı doğrudan doğruya alan kişi konumunda olmadığını, bilakis dava konusu taşınmazı satın alan altıncı kişi konumunda olduğunu, -Müvekkili hakkında İİK’nın 278. maddesinin de uygulanmasının mümkün olmadığını; √ Müvekkilinin, dava konusu taşınmaz üzerindeki ipotek borcunu, ipotek alacaklısına banka aracılığıyla ödediğini ve tapu malikine de elden ödeme yaparak taşınmazı bilirkişi raporunda tespit edilen gerçek değerinin ödeyerek satın aldığını yani taşınmazı değerinin altında satın almadığını, bunun yanında borçlu ile ve diğer davalılarla maddede açıklanan şekilde akrabalık bağı bulunmadığını, -Mahkemece muvazaa nedeniyle de davanın kabulünün mümkün olmadığını; √ Mahkemenin gerekçesinde, davanın, müvekkili yönünden İİK m. 277 vd. uyarınca mı yoksa muvazaa nedeniyle mi satışın iptal edildiği açıkça belirtilmemişse de davacı tarafından müvekkil yönünden muvazaanın varlığının ispatlanmamış olduğunu, müvekkilinin taşınmazı, gerçek değerini ödeyerek satın almış olduğunu, -Öte yandan tasarrufun iptali davası açılabilmesi için, mahkemeye aciz vesikasının sunulmasının dava şartı olduğunu, √ ‘Davacı bankanın dosyaya kesin ya da geçici aciz belgesi sunduğu’ndan mahkeme kararında hiç söz edilmemiş olduğunu bu nedenle açılmış olan davanın, ‘dava şartı yokluğu nedeniyle’ reddine karar verilmesi gerektiğini,
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1