395 TBB Dergisi 2022 (160) Talih UYAR iadesi için yıllarca davalı (B)’den faiz olarak hiçbir talepte bulunmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ayrıca davacı tarafın sözde alacağı için ipotek tesis etmek gibi bir yola başvurmamış olması, keza protokolün 6. maddesinde belirtilen 470.000,00 USD cezai şart yönünden de herhangi bir girişimde bulunmamasının eşyanın tabiatına uygun düşmediğini, -Sayın bilirkişi heyetinin de davacı ile davalı (B) arasındaki alacakborç ilişkisinin gerçek olmayıp, muvazaalı olduğunu ortaya koyduğunu” belirterek “hukuki dayanaktan yoksun olan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini” ifade etmiştir. ● İlk derece mahkemesi olan … Asliye Hukuk Mahkemesi, 23.11.2021 T. ve … sayılı ‘gerekçeli kararı’nda özetle; “……..davacı asil ile davalı (B) arasında imzalanan 09.11.2014 tarihinde taşınmaz harici satım sözleşmeden sonra, davalı (B) tarafından davaya konu taşınmaz, diğer davalı olan kardeşi (C)’ye 13.03.2015 tarihinde devrettiği, (C) 1 no’lu taşınmazdaki payının tamamını 06.02.2019 tarihinde baldızı olan diğer davalı (D)’ye devrettiği, 3 no’lu taşınmazdaki payını ise 19.02.2019 tarihinde eşi olan diğer davalı (E)’ye devrettiği, bilirkişi raporuna göre dava konuş taşınmazın satış tarihinde değeri ile satış senedinde gösterilen değerler arasında misli fark bulunduğu, bu da satışın muvazaalı olduğunu gösterdiği, UYAP üzerinde yapılan sorgulamada davalı tarafların kardeş-eş ve baldız oldukları, bu da davalıların (B)’nin borcunu bilmekte veya bilebilecek durumda olduğunu gösterdiği, dava konusu taşınmazların gerçek bedelini ödediğini ispatlayamamasına göre, tasarrufun ivazsız olduğu kanaatine varılarak, davanın kabulüne karar vermek gerekmiş (tir)……” ş e k l i n d e hüküm kurmuştur. * Somut olayda; ● Yukarıda130 ayrıntılı olarak bahsettiğimiz gibi ‘ivazsız tasarruflardan dolayı’ (İİK. mad. 278) iptal kararı verilebilmesi için, dava ko130 Bknz: Yuk. dipn. 12-40
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1