Türkiye Barolar Birliği Dergisi 160.Sayı

400 Tasarrufun İptali Davalarında “Takip Konusu Alacağın Gerçek Bir Alacak Olması” Koşulu ... duğunu, ortada ciddi bir alım iddiası olup, bu tutarın huzurdaki dava günü yönünden irdelenip incelendiğinde, yıllık beyannamelerde dava konusu yüksek rakamlara rastlanmadığı, ortada anlaşmalı, muvazaalı ve şaibeli bir alım satım ticareti yapılmış olduğunun görüldüğünü” belirtmiştir. ● Yine yukarıda140 ayrıntılı olarak belirttiğimiz gibi; ‘gerek davalıborçlunun’ ve gerekse ‘davalı-üçüncü kişiler’in iddia ve savunmalarında “h a y a t ı n o l a ğ a n a k ı ş ı- n a a y k ı r ı l ı k “ bulunması halinde, bu tutarsız iddia ve savunmalar taraflar arasında yapılmış olan tasarruflarına iptaline neden olur. “Hayatın olağan akışına aykırılık” kriteri, özellikle tasarrufun iptali davalarında çok sık uygulama alanı bulur. Yukarıda141 hangi olayların “hayatın olağan akışına aykırı” bulunarak, tasarrufun iptali davasının kabulüne/reddine neden olduğu belirtilmişti. Bu hususun yüksek mahkemece nasıl değerlendirildiği de keza yukarıda142 ifade edilmişti… Bu konuda; -Davalı (E) vekili “cevap dilekçesi”nde; √ “Davacı tarafın ödeme yaptığını iddia ettiği dönemde yaşı itibariyle davacının ekonomik olarak ailesine bağlı olan ve hiçbir maddi geliri bulunmayan bir kişi olduğunu, bu nedenle davacının 4.700.000,00 USD bedelle bir taşınmaz satın almasının eşyanın tabiatına uygun düşmediğini” √ “10.01.2015 tarihinde taraflarca düzenlendiği iddia olunan fesih protokolüne istinaden davacı tarafın 2.350.000,00 USD ödemenin iadesi için yıllarca davalı (B)’den hiçbir talepte bulunmamasının ve beş yıllık faiz talebinden de vazgeçerek ciddi miktardaki alacağının iadesi için ‘beş yıl sonrasına 10.01.2020 vade tarihli 2.350.000,00 USD.tutarlı bonoyu kabul ettiğini ve bonodan kaynaklanan alacağını icra takibi sonucunda tahsil edemediğini’ öne sürmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu” belirtmiştir. 140 Bknz: Yuk. dipn. 92-111 141 Bknz: Yuk. dipn. 95-96 142 Bknz: Yuk. dipn. 98-111

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1