Türkiye Barolar Birliği Dergisi 160.Sayı

402 Tasarrufun İptali Davalarında “Takip Konusu Alacağın Gerçek Bir Alacak Olması” Koşulu ... √ “Davacı (A)’nın, davalı (B)’ye verdiğini iddia ettiği 2.350.000,00 USD’nin elden verilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olması sebebiyle, bu hususun davacı tarafça ispatlanamadığını, tasarrufa konu taşınmazların TMK’nın 732. maddesinde düzenlenen önalım hakkının kullanılması sonucunda müvekkili (C)’ye devredilmiş olduğundan, davacı yanın haksız ve mesnetsiz iddialarının reddine karar verilmesini” talep etmiştir. -Dosyaya sunulmuş olan BİLİRKİŞİ KURULU EK RAPORU’nda; √ “Dava dosyasına GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI tarafından gönderilen belgeler incelendiğinde; ‘sözde işlem tarihinde 26 yaşında olan’ davacı (A)’nın 2014-2015 yıllarında 4.700.000,00 USD bedelle ilgili taşınmazları alabilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu kesin biçimde görülmekte olup, bu gerçeğin dosyaya intikal eden GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI’nın yazıları ile de kesin biçimde vergi dairesine verilmiş tüm beyannameler incelendiğinde daha düşük rakamlarla vergi tarh ve tahakkuk ettirildiğinin görülmekte olduğu” belirtilmiştir. -Davalı (C) vekili BİLİRKİŞİ HEYETİ EK RAPORU’na karşı beyanlarını içeren dilekçede; √ “Sözde işlem tarihinde 26 yaşında olan davacı (A)’nın, 2014-2015 yıllarında 4.700.000,00 USD bedelle, dava konusu taşınmazları alabilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu” √ “Sözde alacaklı (A)’nın 2.350.000,00 USD gibi yüksek meblağlı bir parayı davalı (B)’ye verdiğine dair ortada en ufak somut, ikna edici bir belge bulunmadığını” √ “Günümüz ekonomik koşullarında hiç kimsenin bu denli ciddi tutardaki alacağını beş yıl gibi uzun vadeli senet olarak, faiz uygulamaksızın talep etmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını” √ “Davacı A’nın sözde alacağını dava konusu taşınmaz üzerinde ipotek tesis ederek garanti altına almadan, bu yola başvurmadan talep etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu” belirtmiştir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1