Türkiye Barolar Birliği Dergisi 161.Sayı

111 7BB 'HUJLVL 6Hda <a÷PXU 6h0(5 Fakat burada hakkında DMK m. 125/E-g dayanak gösterilerek yapılacak soruşturmada salt hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı dayanak gösterilmemelidir. Karar gerekçesi bir bütün olarak ele alınmalı ve kullanılan dile dikkat edilerek suçlayıcı ifadelerden kaçınılmalıdır. 68 Doktrinde Çınarlı/Hızal da benzer bir görüşte olmalarına rağmen mevcut hukuki durumu eleştirmektedirler. Yazarlara göre HAGB hukuki sonuç doğurmamak üzere kabul edilmiş bir müessesedir. Öte yandan kurumun kişiye ikinci bir şans verme ve ıslah amacı da dikkate alındığında esasen memuriyete girişe engel olmamalıdır. Fakat bu durumda HAGB aftan daha geniş bir etkiye sahip olacaktır. Zira aynı kara 2020, s. 71-72; Çınarlı/Hızal, s. 26. “5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin düzenlemeleri içeren 231. maddesinde de sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan cezanın nitelik ve süresine göre belirlenen hallerde mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği hükme bağlanmış, maddenin devamında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için gerekli şartlar belirlenmiştir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının kurulan hükmün sanık hakkında hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade ettiği Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesinde açıkça belirtilmiş olup buna göre sanığın suçluluğu sabit olmakla birlikte Kanun’da öngörülen denetimli serbestlik tedbirlerine uygun davranılması ve öngörülen diğer koşulların varlığı halinde suç hiç işlenmemiş gibi kabul edileceği açıktır. Ancak 5271 sayılı Kanun’da düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin kamu görevi yürüten kişinin göreve devam yönünden değerlendirilmesinde, ceza mahkemesince yapılan yargılama sonucunda sanığın suçluluğu sabit görülerek hüküm kurulduğu ve suç işlediği sabit olan kişinin bu vasfıyla yürüttüğü kamu görevine etkisinin belirlenmesi gerekmekte olup disiplin cezaları ve ceza verilmesine neden olan eylemler memurların çalıştıkları kurumun düzenine aykırı fiilleri nedeniyle kendilerine uygulanan zorlayıcı önlemler niteliğinde olduğundan disiplin cezasını gerektiren fiilin niteliğine göre ceza yargılamasında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş olması disiplin hukuku yönünden ortada bir ceza mahkumiyeti bulunmadığından bahisle disiplin cezası uygulanmaması sonucunu doğurmayacaktır. İşlenen fiilin niteliğinin yürütülen görevin gerektirdiği niteliklerin kaybedilmesi mahiyetinde olduğu hallerde fiilin karşılığı disiplin cezasının uygulanması yargı kararıyla suçun sabit olması hususu dikkate alınarak kamu görevlisinin tabi olduğu mevzuat yönünden yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir”. Danıştay 12. D., 2011/9670 E., 2012/3553 K, 25.05.2012 T., www.kazanci. com, (E.T:09.12.2021). 68 Yıldırım, s. 497-498; Oğuz Sancakdar/Elif Altınok Çalışkan/Gizem Dursun Özdemir/Pınar Yağcı/Serkan Seyhan/Egemen Karaca, Disiplin Hukuku, Turhan Kitapevi, Ankara 2022, s. 245-246; Epözdemir, s. 339; Cihan Yüzbaşıoğlu, “Ceza Yargılamalarının Disiplin Yargılamaları Bakımından Etkisi”, Doç. Dr. Melike Batur Yamaner’in Anısına Armağan, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2014/1, Cilt I, s. 713-714.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1