Türkiye Barolar Birliği Dergisi 161.Sayı

117 7BB 'HUJLVL 6Hda <a÷PXU 6h0(5 vacının görevinin niteliğini ve gereklerini dikkate alarak HAGB kararının güvenlik soruşturmasına etkisini değerlendirmiştir.79 Adalet Komisyonu Başkanlığı tarafından yapılan infaz ve koruma memurluğu öğrenciliği sınavında başarılı olan davacı hakkında yaptırılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunda; davacının Sapanca Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2007/137 esas sayılı dosyasında “suç uydurma suçundan” 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve neticeten hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süre ile denetime tabi tutulmasına” karar verildiği, bu kararın 30.10.2009 tarihinde kesinleştiği, Sakarya Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığı’nın 27.11.2013 tarih ve 1075 sayılı kararı ile davacının infaz ve koruma memuru olarak yerleştirilmesinin uygun olmayacağı görüşünün davalı Adalet Bakanlığı’na gönderildiği, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün 13.12.2013 tarihli ve 11713 sayılı işlemi ile davacının infaz ve koruma memuru öğrenciliğine geçici kabulüne ilişkin işlemin iptaline karar verilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Davacının güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlandırılmasına dayanak olarak anılan Sapanca Asliye Ceza Mahkemesi’nin 24.02.2009 tarih ve E: 2007/137, K: 2009/67 sayılı kararının incelenmesinden; davacı hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı anlaşılmış olup öte yandan suç tarihinde davacının 20 yaşında olması ve mahkumiyetine neden olan olayın oluş şekli ve suçun niteliği göz önüne alındığında, davacının güvenlik soruşturmasının olumsuz olduğunun kabulüne olanak bulunmamaktadır. Bu durumda; davacının infaz koruma memuru öğrenciliğine geçici kabulüne ilişkin Olur’un iptali ile infaz koruma memuru öğrenciliği ile ilişiğinin kesilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına…” karar verilmiştir. Danıştay 12. D. E. 2016/1979, K. 2018/2771, T. 20.06.2018, www.kazanci.com, (E.T:09.12.2021). 79 “Yine E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurum Müdürlüğü’nde sözleşmeli aşçı olarak çalıştırılmak için atanan davacının, güvenlik soruşturmasının olumsuz olması nedeniyle atamasının iptaline ilişkin davada idare mahkemesinin “basit yaralamaya ilişkin ve davacının da müşteki olduğu davanın bulunduğu ancak verilmiş bir hüküm olmadığı gibi herhangi bir sınırlayıcı tedbire de yer verilmediği bu dava devam ederken adı geçen mahkemece verilen kararda, davacının basit yaralamadan suçlu bulunduğu ancak hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı, davacı hakkında ayrıca bir yükümlülük ve sınırlama da getirilmediği, davacının üzerine atılı suçu işediği anlaşılmış olmakla birlikte ortada bir mahkumiyetin varlığından söz edilemeyeceği, kaldı ki söz konusu suçun ve açıklanmayan hükmün memuriyete engel durumlardan olmadığı, adli kovuşturma içeriğine göre yaşanan karşılıklı ve çok sayıda kişinin katıldığı kavga dikkate alındığında, basit yaralamaya ilişkin davacı eyleminin çalışacağı infaz kurumunun niteliği ile bağdaşmayacağı yolundaki iddianın da yersiz olduğu, bu yargılamanın “güvenlik soruşturması olumlu çıkma şartına yönelik mevzuatta engel hallere uymadığı, bu itibarla dava konusu işlemde sebep ve konu yönlerinden hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçeler le dava konusu işlemin iptal yolunda Elazığ 1. İdare Mahkemesince verilen 18.03.2014 tarihli ve E: 2013/581, K: 2014/275 sayılı kararı” nı onamıştır. Bu kararda ise karşı oy olarak sunulan gerekçeye bakıldığında “Bakılan davada, topluma kazandırılması da amaçlanan tutuklu ve hükümlülerin bulunduğu ceza infaz kurumlarında görev yapacak olan personelin, belirli niteliklere sahip olması, bu kapsamda geçmiş yaşantısının da özenli olmasının kamu yararı ve hizmet

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1