119 7BB 'HUJLVL 6Hda <a÷PXU 6h0(5 VI. YARGI KARARLARINDAKİ DURUM Konuya ilişkin teorik açıklamalar ve tartışmalara yer verdikten sonra uygulamada yaşanan sorunları tespit edebilmek adına yargı kararlarına yer vermek gerekir. Bu çalışmada yargı kararlarının ayrı bir bölümde ele alınmasının temel nedeni içtihatta tam olarak bir birliğin bulunmaması, zaman içerisinde görüş değişikliklerinin olması ve kararların tartışmaya açık ve yol gösterici yönlerinin detaylı bir şekilde ele alınması ihtiyacıdır. Bu kapsamda önce Danıştay kararlarına ardından Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvuru kararlarına yer verilecektir. A. DANIŞTAY KARARLARI Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararınınmemuriyete etkisine dayanak teşkil eden önemli kararlardan biri polis memuru iken, dolandırıcılık suçundan kesinleşmiş mahkumiyeti nedeniyle görevine son verilen davacının, söz konusu mahkumiyeti hakkında, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi karşısında, artık bu aşamada memur olma şartını yitirdiğinden söz edilemeyeceğini ifade eden 2008 tarihli Danıştay kararıdır.81 Bu karar çalışma konumuza 81 “Uyuşmazlık bu açıdan değerlendirildiğinde; davacı hakkında mahkûmiyet kararını veren Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapılan inceleme ve değerlendirmede; davacının durumunun Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi kapsamında olduğu ve bu maddede aranılan koşulların gerçekleşmiş olduğu sonucuna ulaşılarak sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına hükmedilmesi karşısında, hükmün sanık hakkında hukuki sonuç doğurmayacağının da anılan maddede açıkça belirtilmiş olması nedeniyle davacının memuriyetine engel bir mahkûmiyet hükmünün bulunduğundan söz etme olanağı kalmamıştır. Devlet memurlarının 657 sayılı Kanun’un 98/b maddesi uyarınca görevlerine son verilmesi işleminin sebep unsurunu 48. maddede sayılan ve memuriyete engel kabul edilen bir suçtan mahkûmiyet ve bu mahkumiyete ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararı oluşturmaktadır. Her ne kadar dava konusu işlemin tesis edildiği tarih itibariyle, bahsedilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair hüküm tesis edilmemiş ve işlemin tesis edildiği aşamada bu anlamda bir hukuka aykırılık bulunmamakta ise de; ceza kanunu yönünden lehe olan hükmün uygulanması kapsamında verilen yeni kararla birlikte ortaya çıkan ve yukarıda özetlenen yeni hukuki durum karşısında, dava konusu işlemin dayanağının hukuken ortadan kalktığı ve işlemin sebep unsuru yönünden hukuka aykırı hale geldiği sonucuna varılmıştır. Bu durumda davacının memuriyetine engel olacak nitelikte bir suçtan mahkûm olduğundan söz edilemeyeceğinden, dava konusu göreve son işleminin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında bu aşamada ve bu nedenle hukuki isabet görülmemiştir.” Danıştay 12. D., 2007/2534 E., 2008/4502 K., 09.07.2008 T., www.kazanci.com, (E.T:09.12.2021).
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1