Türkiye Barolar Birliği Dergisi 161.Sayı

122 +kPn $oÕkOanPaVÕnÕn *HUL BÕUakÕOPaVÕ .aUaUÕnÕn 0HPXUL\HWH (WkLVL sona erdirildiği belirtilmişse de davacının Adana İl Müftülüğü’nde veri hazırlama ve kontrol işletmeni olarak görev yaptığı, görevi gereği dini bir işle iştigal etmediği, ayrıca, görevine son verilmesine konu olan suçun işlenme şekli ve niteliği dikkate alındığında, davacının fiilinin itikat, ibadet, tavır ve hareketlerinin İslâm törelerine uygun olmadığı sonucuna ulaşılamayacağı anlaşıldığından dava konusu işlemde bu yönüyle de hukuka ve hakkaniyete uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali ile açıkta kaldığı süreye ilişkin yoksun kalınan maddi ve özlük haklarının davacıya ödenmesine karar verilmiştir” şeklindeki İdare Mahkemesi’nin gerekçesine katılarak temyiz talebini ret etmiştir.85 Þ Hatay Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’nde şef olarak görev yapan davacı hakkında resmi evrakta sahtecilik suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezasına mahkûm edilmiş ve karar kesinleşmiştir. Davacının lehe olan kanun hükümlerinin uygulanması için yaptığı başvuru üzerine söz konusu mahkûmiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. Danıştay 12. Dairesi ise aşağıda belirtilen gerekçelerle onama kararı vermiştir: “Olayda, 657 sayılı Kanun’un 48/A-5 ve 98/b maddeler uyarınca tesis edilecek işlemlerin tamamen ceza yargılamasının sonucuna bağlı olması ve işlem tarihinde davacı hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı bulunması nedeniyle dava konusu hukuka uygun olarak tesis edilmiş ise de, söz konusu işlemin yargısal anlamda kesinleşmiş öncesinde davacının ceza yargısındaki kesinleşen mahkûmiyet hükmünün sonradan verilen ek karar ile açıklanmasının geri bırakılması karşısında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi uyarınca söz konusu mahkûmiyet hükmü davacı hakkında hukukî bir sonuç doğurmayacağından davacı lehine gerçekleşen bu gelişme dikkate alınacak ve davacının görevine son verilemeyecektir. Buna karşılık, söz konusu göreve son verme işlem tarihindeki mevzuata uygun olarak tesis edildiğinden ve idarenin gelecekteki mevzuat değişikliklerinin önceden bilmesi beklenemeyeceğinden, bu işlemin yargı mercilerince iptal ilgililere parasal ve özlük hak kayıpları bakımından herhangi bir talep hakkı vermeyecektir. Nitekim bu konudaki Danıştay 12. Dairesi 85 Danıştay 12. Daire Başkanlığı, 2021/1781 E., 2021/563 K, 10.02.2021 T., https:// karararama.danistay.gov.tr/, (E.T:09.12.2021).

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1