Türkiye Barolar Birliği Dergisi 161.Sayı

136 +kPn $oÕkOanPaVÕnÕn *HUL BÕUakÕOPaVÕ .aUaUÕnÕn 0HPXUL\HWH (WkLVL rarı bulunmamakta ve herhangi bir hukuki sonuç doğurmamaktadır. Kararın bu özelliği nedeniyle zaten bir olağan kanun yolu öngörülmemiş, bu karara karşı kanunda yalnızca itiraz yolu açık bırakılmıştır. Bu durum bize şunu ifade etmektedir: Eğer bir hüküm söz konusu olsaydı olağan kanun yollarından geçerek kesinleşmesi gerekli olup bunun kanunen mümkün olması gerekirdi. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun bu konuda yerleşik içtihadı da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının bir hukuki sonuç doğurmaması ve hukuk hakimini bağlamaması gerektiği yönündedir.98 İfade edildiği üzere bu karar türünün kanunda düzenlenmesinin en temel sebebi ceza hukukunun ıslah amacını da gözeterek ilk defa suç işlemiş kişilere ikinci bir şans tanımaktır. Hal böyleyken bu kararın memuriyete girişte veyahut memuriyetten çıkarılma bakımından doğrudan bir etkisinin olduğunu kabul etmenin kararın yapısına ve kanuna açık bir şekilde aykırı olduğu görüşündeyiz. Kaldı ki memuriyetten çıkarılma en ağır disiplin yaptırımı olup kişi memuriyete ilişkin bütün haklarını kaybetmektedir. Böyle ağır sonuçları olan bir yaptırımda bu denli genişletici bir yorum yapmak hukuka ve hakkaniyete aykırı olacaktır. 98 “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı kesin bir mahkûmiyet anlamında değildir. Bu sebeple ortada ceza hukuku anlamında kesinleşmiş bir mahkûmiyet hükmü bulunmadığından hukuk hakimini bağlamayacaktır. Aksi düşünüldüğü takdirde beş yıllık deneme süresi içinde bir suç işlendiğinde mahkemece hüküm açıklanacak ve temyiz hakkı doğacak; şayet yapılan temyiz incelemesinde ceza mahkemesi kararı bozulursa hukuk mahkemesinin kararının da dayanağı ortadan kalkacak ve yargılamanın yenilenmesi gündeme gelecektir. Diğer taraftan, beş yıllık denetim süresi bittikten sonra menfi tespit davası açıldığında ortada ceza mahkemesi kararı bulunmadığından BK’nın 53. maddesi uyarınca hukuk hakimini bağlayıcı bir karardan da söz edilemeyecektir. Aksine, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının hukuk hakimini bağlayacağı kabul edildiğinde hukuk hakimince verilecek karar davanın beş yıllık deneme süresi içinde ve sözü edilen süre bittikten sonra açılması veya kararın sözü edilen süre bittikten sonra verilmesi hallerinde farklı farklı hukuki sonuçlara ulaşılacaktır. Daha da ötesi, bir olayda birden fazla sorumlu olup da bunlardan biri hakkında beş yıllık süre içinde, diğeri hakkında beş yıllık süre geçtikten sonra hukuk mahkemesinde dava açılması halinde her iki davalı hakkında da aynı olay sebebiyle farklı kararlar verilebilecektir ki, bu durum adalete olan güveni sarsacaktır. Sonuç olarak maddi olgunun belirlenmesi yönünden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, kesinleşmiş bir ceza hükmü olmadığından, hukuk hakimini bağlamayacağının kabulü gerekir”, YHGK, 1.2.2012, 2011/19-639, 2012/30, www.kazanci. com, (E.T:09.12.2021).

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1