Türkiye Barolar Birliği Dergisi 161.Sayı

137 7BB 'HUJLVL 6Hda <a÷PXU 6h0(5 Bir diğer önemli olan husus hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde sanığın işlediği fiilin hukuken suç nitelendirilmesi sabit olup hakkında bir hüküm tesis edilmektedir. Fakat bu hüküm ifade ettiğimiz gerekçelerle açıklanmamakta ve açıklanması ertelenmektedir. Hal böyle iken burada sanığın fiilinin suç oluşturmadığını söylemek mümkün değildir. Aksi durumda suçun sabit olmadığı kabul edilirse; sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı değil CMK m. 223/2-b gereğince beraat kararının verilmesi gerekir. Kaldı ki beraat kararının sonuçları hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararından da farklıdır. Bu açıklama ve ayrım memur hakkında disiplin soruşturması yapılırken önem arz etmektedir. Çünkü sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması disiplin soruşturması yapılmasına engel değildir. Nitekim ele aldığımız Danıştay kararlarında ve Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bireysel başvurularda görülmektedir ki hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde suçun sabit olup olmadığı konusunda tereddütler yaşanmaktadır. Bazen sanığın suçunun sabit olmadığı ifade edilerek masumiyet karinesin işletilmesi gerektiği bazen de suçun sabit olduğu ifade edilerek adeta bir mahkûmiyet hükmü varmış gibi yorum yapıldığı görülmektedir. Oysa burada masumiyet karinesine dayanak teşkil edecek olan husus suçun sabit olmaması değil hükmün açıklanmasının geri bırakılmasıdır. Çünkü burada kural olarak sanığın fiili hukuka aykırı kabul edilmiş ve suçun unsurları ele alınarak sabit olduğuna kanaat getirilmiştir. Öyle ki sanık beş yıllık denetimli serbestlik süresinde kendisinden beklenen koşullara uymadığında hakkında tesis edilen hüküm açıklanacaktır. Bu da bize göstermektedir ki aslında suç sabit olup sanık hakkında bir hüküm tesis edilmiştir. Ama bu hükmün sonuçları bir nevi durdurularak açıklanması bir süreliğine ertelenmiştir. Fakat bununla birlikte kişinin denetimli serbestlik süresince kanunda beklenen koşulları yerine getirmesi halinde artık bu hüküm hiç karar verilmemiş gibi ortadan kalkacaktır. Bu nedenle kişinin masumiyetinin tespitine dair bir analiz içermemekte ve kararın bu özelliği onu hapis cezasının ertelenmesi kurumundan bariz bir şekilde ayırmaktadır. Çünkü erteleme kurumunda TCK m. 51/8 gereğince ceza infaz edilmiş sayılmaktadır. Bu gerekçelerle disiplin soruşturması hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına doğrudan ve sadece dayandırılmamalıdır. Bu

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1