Türkiye Barolar Birliği Dergisi 161.Sayı

140 +kPn $oÕkOanPaVÕnÕn *HUL BÕUakÕOPaVÕ .aUaUÕnÕn 0HPXUL\HWH (WkLVL tadır. Fakat bu düzenleme hedeflenen amaca tam olarak hizmet etmemektedir. Çünkü devletin bütünlüğü ve güvenliğine karşı başta Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen suç tiplerine baktığımızda hedeflenen ceza miktarı aralığında olmadığı görülmektedir. Bir başka deyişle suçun alt ve üst sınırları hedeflenen makasta değildir. Daha iyi anlaşılması adına bu hüküm dikkate alındığında kişinin kasten işleyerek bir yıl veya daha fazla hapis cezası alabileceği suç örneklerine bakacak olursak: Mala zarar verme, hakkı olmayan yere tecavüz, karşılıksız yararlanma, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, hayvanın tehlike yaratabilecek şekilde serbest bırakılması, işaret ve engel koymama, trafik güvenliğini tehlikeye sokma, çevrenin kasten kirletilmesi, gürültüye neden olma, bulaşıcı hastalıklara ilişkin tedbirlere aykırı davranma, kasten yaralama , kişilerin huzur ve sükununu bozma, hakaret, konut dokunulmazlığının ihlali gibi gündelik hayatta sıklık karşılaşılan suç tipleri bu kapsam dahilindedir. Bu suç tiplerine ve korunan hukuki değerlere bakıldığında hedeflenen amaca yönelik suç tipleri olmadığı görülmektedir. Hal böyle iken alt sınırın bu kadar düşük tutulduğu düzenlemelerde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının bir etkisi bulunmayacak olup birçok suç tipi memuriyete girişte engel teşkil edecektir. Bununla birlikte bu şekilde düzenlemelere (katalog suçlar dışında alt sınır belirlenen kasten işlenen suçlar bakımından) eğer belirli ve sınırlı meslek grupları bakımından yer verilecek ise en azından hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına ilişkin bir zamanaşımı süresi getirilmelidir. Yani kişinin örneğin 18 yaşında işlediği bir gürültüye neden olma fiilinden kaynaklı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ilerleyen yıllarda yapacağı bir memuriyete giriş başvurusunda gerekçe gösterilerek bir ret sebebi olarak kabul edilmemelidir. Kaldı ki Devlet Memurları Kanunu’nda memuriyete girişe engel sayılan suçlar bakımından hükmün açıklanmasının geri bırakılması olasılık olarak (istisnai olarak birkaç suç düzenlenmesi ve indirim nedenleri dışında) pek mümkün değildir. Burada sayılan suç tiplerinin alt ve üst sınırlarına baktığımızda hükmün açıklanmasının geri bırakılması için belirtilen iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası koşulunun sağlanmasının güç olduğu görülmektedir. Sonuç olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının memuriyete etkisi bakımından gerek öğretide gerek uygulamada tartışmalar devam etmekte olup bu tartışmaların sonlandırılması adına ilgili hukuki düzenlemelerin yapılması ihtiyacı bulunmaktadır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1