146 ùLkk\HWH <HWkLOL .LşLOHU YH øUadHOHULnLn dHOLşPHVL 6RUXnX larda şikâyete yetkili kişinin zararını gidermek için başvuracağı özel hukuk enstrümanlarında olduğu gibi bir seçim hakkı söz konusudur.1 Bu noktada iki sorunun cevabı önem taşır: ilki hangi suçların soruşturulması ve kovuşturulmasının şikâyete bağlı olduğu, ikincisi ise kim/kimlerin şikâyete yetkili olduklarıdır. Bu makale ön mesele olarak ikinci soruya cevap arar. Devamında birden fazla yetkili kimsenin söz konusu olduğu olaylarda, şikâyet etme veya şikâyetten vazgeçme aşamasında bu kişilerin iradelerinin çelişmesi halinde bu çelişmenin çözümüne katkı sunmayı amaçlar. Konu aslında sadece ceza muhakemesini ilgilendiren bir tartışma değil, kişiler hukukuna göre aynı hukuki işlemi ilgilendiren birden fazla irade açıklamasının söz konusu olması halinde bunlardan hangisine üstünlük tanınacağı ile ilgilidir. Zira şikâyet de aslında şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanılmasına yönelik bir hukuki işlemdir ve bu işlemin gerçekleşmesi şikâyete yetkili kimsenin şikâyet dilekçesi vermesi veya tutanağa geçirilmek üzere bunu beyan etmesi yani iradesini açıklamasına bağlıdır. Nitekim hukuki işlemin temel kurucu unsuru da irade açıklamasıdır. İşte bu noktada öncelikle bir hukuki işlem olarak şikâyette bulunmaya yetkili kimseleri belirlemek ve devamında irade açıklama yetkisine sahip bu kişilerin iradelerinin çelişmesi halini çözümlemek gerekir. Bu hususta açık bir yasal düzenlemenin olmaması karşısında konu, çocuklara karşı işlenen suçlarla ilgili içtihatlarla çözümlenmeye çalışılmaktadır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 20082 ve 20143 yılında verdiği kararlar ve bu kararları prensip edinen ceza dairesi kararları ile uygulama istikrar kazanmıştır. YCGK, 20204 tarihli güncel kararında da bu içtihadını devam ettirmiştir. Bu kararlar ışığında tartışmaya geçmeden önce soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar hakkında genel bilgi vermek, çözüme ilişkin fikir oluşumuna katkı sağlayacaktır. Konu teorik yönden çocuklar ve kısıtlılar açısından benzer mahiyette olsa da incelediğimiz yargı kararlarına yansıyan örnekler çocuklara karşı işlenen suçları konu aldığından çalışmanın ağırlık noktası da çocuklar, kanuni temsilcileri ve vekilleri arasındaki irade çelişmeleri1 Susanne Barnstorf, Unwirksamkeit des Strafantrags, NStZ 1985, s.67. 2 YCGK, 2008/56 E., 2008/156K., 03.06.2008, www.kararara.com 3 YCGK, 2013/287 E., 2014/273 K., 20.05.2014, www.karararama.yargitay.gov.tr. 4 YCGK, 2018/80 E., 2020/416 K., 13.10.2020, www.karararama.yargitay.gov.tr.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1