Türkiye Barolar Birliği Dergisi 161.Sayı

147 7BB 'HUJLVL .RUa\ '2ö$1 ne yakın konumlandırılmıştır. Birden fazla yetişkin ve tam ehliyetliye karşı işlenen suçların durumu ise konu bütünlüğünü bozmamak adına kapsam dışı bırakılmıştır. I. Soruşturma Mecburiyetinin Bir İstisnası Olarak Şikâyete Bağlı Suçlar Ceza muhakemesinde geçerli olan soruşturma (kovuşturma) mecburiyeti ilkesi gereğince Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar (CMK m.160/1). Suçun kişisel menfaatler yanında toplum düzenini tehdit eden bir olgu olması, suçun soruşturulmasını zorun kılar. Ancak bunun en önemli istisnalarından birisi soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlardır. Kanun koyucu tarafından önceden belirlenen bu suçlarda, şikâyete yetkili kimseler tarafından soruşturmaya yetkili makamlara şikâyet iradeleri açıklanmadığı sürece soruşturma açılamaz. 5 Şikâyet kurumunun hem TCK m.73 hem de CMK m.158’de düzenleniyor olması, kurumun hukuki niteliği hususunda tartışma yaratmıştır. Bu durum özellikle kanunun zaman bakımından uygulanması ve kuşkudan sanık yararlanır ilkesinin uygulama alanına dahil olup olmaması bakımından6 önem taşımaktadır. TCK’daki düzenlemede şikâyetin 5 1412 s. CMUK 344 gereğince soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan suçlarda suçtan zarar gören kendisi de doğrudan şahsi dava açarak suçun kovuşturulmasını sağlayabilmekteydi. 6 Soruşturması ve kovuşturması şikâyete bağlı olan suçlarda şikâyet hakkı olan kişinin dilekçesinde veya tutanağa geçirilen ifadesinde kullandığı ifadelerden şikâyetçi olup olmadığı tam olarak anlaşılamıyorsa, kuşkudan sanık yararlanır ilkesi gereğince şikâyetin söz konusu olmadığı söylenebilir mi? Şikâyetin belirsizliği kuşkudan sanık yararlanır ilkesinin koşullarına uygun değildir. Cezalandırma ile doğrudan bağlantısı olmasına rağmen suça ait vakıaların ispatıyla bir ilgisi yoktur. Burada istisnai bir durum, müştekinin eylem ve faili suçun işlendiği anda öğrenmesine rağmen, suçun işlendiği anın belirsiz olmasıdır. Kuşkunun kaynağı suçun işlendiği anın belirsiz olması ise sanık bundan yararlanır. Çünkü bu bilgi doğrudan suçun işleniş şekline dair ve ispatlanması gereken vakıaya ilişkindir. Bahsettiğimiz durum söz konusu ise yani müştekinin eylem ve faili öğrenmesinin suçun işlendiği ana tekabül ediyor olması halinde bu husustaki belirsizlik ve kuşku halinde kuşkudan sanık yararlanır ilkesi dolaylı da olsa etki gösterebilir. (Bkz. Koray Doğan, Ceza Muhakemesinde Belirsizlik, Kuşkudan Sanık Yararlanır İlkesi, in dubio pro reo, Ankara 2018, s.230-231), Şikâyet bakımından haklı görünüşle yetinip, kesin ispat aramamak gerektiği hususunda bkz. Doğan Gedik, Ceza

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1