152 ùLkk\HWH <HWkLOL .LşLOHU YH øUadHOHULnLn dHOLşPHVL 6RUXnX Ancak Kanun’da her kişisel menfaate karşı işlenen suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete tabi kılınmamış, onlar arasında da önem dereceleri dikkate alınarak bir ayrıma gidilmiştir. Bunun en güzel örneklerinden birisi tehdit suçudur. Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit etmek resen takip edilmesi gereken bir suç iken, malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehdit ise mağdurun şikâyeti üzerine takip edilebilecek türdendir. Bu unsur şikâyet kurumu ile ilgilinin rızası hukuka uygunluk sebebi arasındaki ilişkiyi de ortaya koyar. “Kişinin üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakkına ilişkin olmak üzere, açıkladığı rızası çerçevesinde işlenen fiilden dolayı kimseye ceza verilmez” (TCK m.26/2). Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar incelendiğinde esas itibariyle kişilerin üzerinde mutlak surette tasarrufta bulunabilecekleri haklara ilişkin suçlar olduğu görülür. Bu sayede şikâyete bağlı suçların, genel olarak rızanın bir hukuka uygunluk sebebi olarak kabul edildiği suçlardan oluştuğunu söylemek yanlış olmaz. Ancak rızanın fiili hukuka uygun hale getirdiği her suç tipinin soruşturulması ve kovuşturulmasının şikâyete bağlı olduğunu söylemek mümkün değildir. Zira unutulmamalıdır ki rıza, suç işlenmeden önce, en geç suç işlenirken açığa çıkması gereken bir negatif unsur iken, şikâyet suç sonrası dönemle ilgili bir fenomendir. Nitekim bazı suçlar işlendikten sonra toplumda yarattıkları olumsuz etki gözetilerek soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı kılınmamıştır. Bunun en iyi örneğini hırsızlık suçu oluşturur. Hırsızlık suçunun temel şekli (m.144,146 ve 167 hariç), kişinin mutlak surette tasarrufta bulunabileceği bir hak olan malvarlığına ilişkin olmakla birlikte şikâyete bağlı bir suç değildir. Zira hırsızlık fiili bir haksızlık olarak sadece mağdurun malvarlığı değerine bir saldırı olarak kabul edilmez, aynı zamanda insanların bir düzen içerisinde birlikte yaşamalarına yapılmış bir saldırı olarak da görülür ve kınanır. Nitekim hırsızlık suçunda etkin pişmanlık göstererek mağdurun zararını gideren fail için bu durum bir cezasızlık sebebi değil, cezasında bir indirim sebebidir (TCK m.168).
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1